Bölge için en önemli gerçek şu: Suriye Ordusu
İdlib’e dayandı ve yurdunu vatanını kurtarmak, ülkesini
bütünleştirmek istiyor. Arkasındaki Rusya, Suriye sonsuza kadar
parçalanmış kalamaz, diyor.
İkinci gerçek de şu: ABD Suriye’nin bölünmüş
kalmasını istiyor. İdlib için provokasyonlar hazırlıyor. İki
nedenle: İdlib Şam yönetimi altına girerse, sıra Amerikan yönetimi
altındaki Fırat’ın doğusuna gelecek. Suriye’nin kendi topraklarını
kurtarması, bölgenin sonsuza kadar birbirini yiyenlerin coğrafyası
olarak kalması, ülkelerin birbirine düşürülmesi, Rusya ve İran’a
karşı Suriye’nin parçalanmışlığını koz olarak sürekli kullanmak
isteği. İsrail lehine!
Türkiye’nin gerçeği: İdlib’de varlığım ne
olacak derdinde: Boşuna mı oraya gir-dik! Ankara İdlib’deki
statükoyu korumak istiyor. Ama bunun olasılık dışı olduğunu da
biliyor. Durdu durdu, İdlib’deki en büyük terör örgütünü sonunda
listesine almak zorunda kaldı. Ankara’nın Suriye’nin bütünlüğünü
sağlamasına yardım için güçlü bir gerekçesi var aslında: Baştan
ilan etmişti, toprakları işgal için orada
değiliz diyerek.
O halde bir mesele yok. Bazı aklıevvel iktidar silahşörleri, hâlâ
Esed, İdlib vb. diye yazıyor. Kafaları geçmişte kaldı, gerçeklerden
kopmuş durumdalar. Sanıyorlar ki
Davutoğlu zamanındaki gibi “orası Osmanlı,
yani bizim toprağımızdı, aldık... ve orada kalmalıyız”. Aralarında
tek çark eden, imkânsızı denemenin ne büyük bedeli olabileceğini
fark eden Mehmet Barlas oldu.
Şam ve Rusya, İdlib’de, teröristlerin egemenliğinde ne bir yapının
varlığına, ne de onlarla bir “federatif yapı”ya izin verirler.
Yarınki üçlü zirve
Yarın Türkiye -Rusya -İran
arasında üçlü...