İki yapı var yönetimde, Cumhurbaşkanı ve diğerleri; yani parti, bakanlar, bürokrasi, diğer birimler ve tüm bunların yönettiği devlet.
İlki hiç hata yapmaz. Diğerleri yapar.
Reis pek çok taraftarı arasında yüceliğini korumak için bütün kötü şeyleri kendisinden uzak tutan politika izler. Böylece seçmen kitlesini bir arada tutmaya yönelir. Bu RTE’nin kaç yıldır politikasıdır. Güçlü bir düşman yaratır ve kitlesinin nefretini düşmana yöneltir.
Daha önceki genel seçimlerde biliyorsunuz başta Hollanda, Almanya, Avusturya olmak üzere Avrupa baş düşmandı. Buradan 2 puankadar götürdü. FETÖ vb. dolayısıyla da zaten ABD düzenli ve sürekli düşman vitrinine çıkar.
Elhak, bu ülkeler de RTE’nin çok açık seçim politikası tuzağına düşer. Gerilirler, saldırı demeçleri verirler. Gazeteleri yazılar döşenir Türkiye ve Reis üzerine.. RTE’nin kendilerine biçtiği rolü büyük bir başarıyla ve hakkaniyetle yerine getirmiş olurlar. Millet de iktidarın yanında kenetlenir... Borç vermeselerdi kriz çıkmayacaktı!
Ekonomik kriz de dış düşmanın işi ilan ediliverdi. Ya kimin işi olacaktı?..
Ülkenin 500 milyara yakın dış borcunun birikmesi de dış düşmanın işi.. Bankaların dışarıdan milyarlarca borçlanması.. İnşaat şirketlerinin, AVM yapıcılarının, bugün iflas yolunda ağlaşan şirketlerin dolar üzerinden borçlanmaları da yabancıların işi.
“Madem Türkiye büyüyor, böyyük Türkiye nidaları geri döndü, o halde biz boyumuzu posumuzu aşacak...