Kötü haberlerle yeni yıla başlamak hoş olmaz, içinizi
ferahlatayım, bir büyük göktaşı -asteroid- İstanbul’a çarpmaz,
Marmara’ya da! Dünyanın bunca geniş alanları varken, gelip bize
çarpma olasılığı dünyanın herhangi bir yerine çarpmasının yüzde
birinin bile altında...
Ama şöyle bir düşünün, ya çarparsa? Gerçi İstanbul’un başında zaten
bir deprem belası var, daha ne istiyoruz ki dersiniz, haklısınız.
Bu bakımdan konuyu değiştiriyorum, insansız bir yere çarptığını
varsayalım. Ama varsayım değil bu, son 100 bin yıl içinde çarptı
bile, Grönland’ın kuzeybatısında çarptığı yeri buharlaştırdı ve 31
km’lik bir krater (Hiavatha) oluşturdu.
Amerikalılar geçen kasım ayında uçaktan radarla bu gizli krateri
saptadılar, üzeri buzla kaplıydı. Grönland’a çarpan göktaşı şu
açıdan çok önemli diyor bilimciler:
Çarpma etkisi, küresel iklimi
değiştirebilirdi. Çarpma ile birlikte buzullardan
muazzam eriyen su Kuzey Atlantik Okyanusu’na döküldü; bu su
kuzeybatı Avrupa’ya sıcaklık getiren büyük okyanus akıntısını
durdurabilirdi.
Ama iklimi değiştirdi tartışması var zaten: Acaba 12. 800 - 11. 500
arası yaşanan ve Young Dryas adı verilen Grönland - Norveç
arasındaki hızlı buzul çağını bu krater çarpması mı tetikledi?
Öyleyse, bu çarpma 13 bin yıl önce de gerçekleşmiş olabilir. O
tarihlerde ayrıca mamutlar da yok olmuştu.
Bu keşif geçen yılın önemli olaylarından biri olarak
kaydedildi.
Bir kıssadan hisse: İnsanoğlunun yeryüzündeki
faaliyetlerinin topu da bir iklim değişikliğini tetikleyecek
aşamaya geldi.
Yani iklim değişikliği açısından bakacak olursak, büyük bir
göktaşına ihtiyacımız yok, biz daha büyük bir göktaşı etkisi
yaratarak bunu gerçekleştiriyoruz zaten!