Epey bir süredir, TV’lerde çeşitli isimler altında yayımlanan
“tartışma programları”nın, bu ülkeye hizmet eden ve insanlara
kanaat sahibi olmalarına yardım eder niteliklerini yitirdiklerini
düşünüyorum.
Özellikle, “iktidarı her ne pahasına olursa olsun alabildiğine
savunmak ve muhalif tarafa da alabildiğine saldırmak” görevini
üstlenmiş, tetikçi sınıfında değerlendirilebilecek, yalan da
söyleyenlerin millete boca ettiği kaos, nefret uyandırıyor.
Bazıları sıradan bir parti propagandisti rolünde. Liderlerinin
ortaya attığı görüşü alabildiğine savunmak görevlerini
üstleniyorlar. Bırakın doğruluğunu veya yanlışlığını tartıp görüş
belirtmeyi, en ufak bir acaba
bile akıllarından geçmiyor... AKP’nin suretleri
ekranda
Tartışmalarda doğrudan AKP siyasetçisi yok, ama onların yerine
iktidarı gölgeleri - suretleri var. İsimler var, düzenli
çağrılacaklar listesi!
Hepsinin de bir unvanı var, “avukat, gazeteci - yazar, düşünce
kuruluşu görevlisi, akademisyen, bilmem ne kadın kuruluşu kurucusu”
vb.. Ama hepsi lider ve iktidar görüşlerinin imbiğinden süzülüp
ekrana düşmüş durumdalar. Önceki yazımda belirttiğim gibi,
iktidarla bir menfaat ilişkisi içinde.
İçlerinde az sayıda da olsa, beraber bulunmaktan ve doğal bir
tartışma sürdürmekten keyif aldığınız düzgün isimler de oluyor.
‘Bir yumruk çaksana...’
Katıldığım her programda, yalanın ve kışkırtmanın zirve yaptığı
anlarda “Abi sandalyeyi kaldırıp indirsene kafasına..”, “şuna bir
yumruk çaksana..”, “televizyonu tekmeleyip kırasım geldi” gibi
zıvanadan çıkmış izleyici mesajları akıyor. En uygarcası ise “Abi
kusur...