“İslâma uygun veya değil, ben
de evrim teorisinin bilim yerine
konmasınakarşıyım. Adı
üzerinde evrim teorisi, ne kadar
bilimsel kesinlik kazandırılmaya
çalışılırsa çalışılsın veya ne kadar
bilimsel çürütülmeye
çalışılırsa çalışılsın nihayetinde
insanın oluşumuna ilişkin bir akıl
yürütme biçimi ve bu şekildedeğerlendirilmesinin öğrenciyi
bilimden soğutması söz konusu
değil...”
Nuray Mert, pazartesi günü
ilginç yazısında evrim konusunda böyle diyordu. İlginç bir şekilde
pazartesi günü Habertürk’te Milli Eğitim müfredat programı
bağlamında “Evrim” konusu
da tartışma konusu olmuştu. Mert’in yazısını henüz okumadan salı
günü de
ben “Evrim” üzerine
yazdım.
Okurlar bombardımana kalkışınca, sosyal medyada
şu görüşümü paylaştım: “Cumhuriyet’te evrim konusunda
zerre bilgisi olmadan ‘zaten bir
teori... olsa daolur olmasa da’ biçimindeki görüşün
sefaletini de
yaşadık...”
Şaşkınlıktan
Mert, Evrim konusunda bir şeyler okudu mu
bilmiyorum. Eğer okumadan yazdıysa ayıp. Bu yazdıkları ilk elde
“hiç okumamış, zerre bilgi sahibi
değil” düşüncesini akla
getiriyor.
Haksızlık yapmak istemem. Çok okumuş, hepsini
zırva bulmuş olabilir. Darwin’in
uzun bir gözlem sonucu geliştirdiği, bilim ve bilimsel düşüncenin
büyük bir kilometre taşı olarak kabul edilen Evrim Teorisi için
sunulan kanıtları inandırıcı bulmamış olabilir. Geçen 200’ü aşkın
yılda, Evrim Teorisi’nin öngördükleri üzerine, canlı yaşamdaki
derin ve çok katmanlı araştırmalar sonucu hem teoriye yaptıkları
büyük katkıları hem de yadsınamaz bir şekilde ete kemiğe
büründürmesini, hiç abartmadan belirteyim 100 bini aşmış araştırma
ve
sonuçlarını “uydurulmuş” görüyor
ve “yok
hükmünde” sayıyor
olabilir...
Evrim bilimcileri, Nuray Mert gibi ülkemizin
güzide bir akademisyen ve siyaset bilimcisini inandırmayı hiç
düşünmemiş olmalarından dolayı şiddetle kınıyorum!