Yeniden ateşlenen silahları “susturmak” için bir süredir ortalıkta dolaşan laf şu: “Öcalan’ı konuşturmuyorlar, Kandil’e ‘silahları bırak’ çağrısı yapacak ama iktidarbunu istemiyor.” İktidar kaynaklarından, açıkçası itibarlı bir Kürt milletvekili sohbette “Öcalan böyle bir çağrı yapmak istemiyor” dedi. Neden?!
Bunun için KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın geçen cuma açıklamasına bakmalı: “Kimse ne gerillanın Kuzey’den (Türkiye’den) çekilmesini ne öyle silah bırakmasını bize dayatabilir. Bunlar kesinlikle gerçekleşmeyecek hususlardır..”
Öcalan’ın savaş önlemede bir gücünün epey bir süredir olmadığı söylenebilir. Kandil (PKK-KCK) liderlerinin “Önder Apo, Liderimiz, Kürt halkının Önderi” gibi ifadelerin ardındaki saklı gerçek, PKK/KCK’nin tüm Kürt stratejisine esas kendi karar verdiğidir. Öcalan, evet oradan görüş bildiren bir lider, ama 16 yıldır hapiste.
2013 İmralı Tutanakları’nda Öcalan’ın belirttiği, Türkiye ile genişletilmiş bir Ortadoğu ülkesi için birliktelik, RTE’ye Başkanlık vb gibi görüşlere, Kandil’in katıldığını sanmıyorum. PKK/KCK liderleri özellikle önlerinde açılan Suriye Kürdistanı fırsatına sarıldı; burada mevzilerini sağlamlaştırıyorlar (PYD aracılığıyla ve ABD / Batı desteğiyle); politikalarının odaklandığı nokta, öncelikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu, Suriye Kürdistanı ile bir bütün görmektir.
2 ilde 6 ilçede ilan ettikleri “özyönetim”, salt bombalar sonucu ortaya çıkmış değil, uzun süredir buna hazırlanıyorlar; açıklamalarında hatta Öcalan’ın sözlerinde bu “kendi özyönetimini, savunma güçlerini inşa etmek” bol miktarda vardır, KCK de bu inşanın aracı.