Ben de o “doktora tezi”nin başlığını görünce, bu ne uçuk şey diye
boşuna şaşırmışım. Bu köşede geçen ay, “Yoksa sorunlarımız şeytan
ile yeteri kadar mücadele et-memek mi” başlıklı yazı yayımlanmıştı.
Nedeni de, “Kuran ve Sünnet rehberliğinde şeytanla mücadele edecek
insanın eğitimi” başlıklı “tez” idi.
Yanılmışım, bu “çok önemli konu”, aslında Diyanet’in ana
meselelerinden biriymiş, nereden bileceğim!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda oturan Ali Erbaş Bey
geçen gün Mardin’de verdiği vaazda ve okul gezisinde “Kuran ile
birlikte olmayan çocukların şeytan veya şeytani insanlarla birlikte
olacağını” söylemiş.
Böylece aslında doktora tezinin ülkemizin ve de Diyanet’in bütünsel
ve çok ciddi bir “şeytan sorunu” ile ilgili olduğu anlaşılmış oldu.
Doktora tezi ile bu sorun umarım çözülecek.
Ülkemizin üzerinde dolaşan şeytanı yendiklerinde, yol açılacak
herhalde..
Neden çocuklar?
Büyüklerin pek çoğuna “kayıp”, “şeytanlaşmış insanlar” gözüyle
bakıyor anlaşılan.
Kuran ile birlikte olmazlarca, çocuklar da şeytanlaşacak!
Böylece ülkemiz tamamen şeytanların cirit attığı, şeytanın ülkeyi
ele geçirdiği, şeytanın adamlarından oluşacak.. neme lazım! İşte o
tez de “ilmi çözümler” arayışının ta kendisiymiş!
Psikolojik büyük baskı
Bu aslında en tepeden
ilan edilen “dindar ve kindar nesil yetiştirme”
projesinin bir ayağı. Bu nedenle iktidar Diyanet’e yıllarca giderek
artan bir bütçe ayırarak, bu projeyi genişletiyor ve
destekliyor.
Çocuklara henüz ne olup olmadığını anlayamayacak yaştayken
“şeytanlaş-mamaları” bahanesi ile bu tür bir yaklaşım, köktendinci
bir terörizm kaynağını yaratacak ve besleyecek bir eğitim iklimi
oluşturuyor.
Aslında bu “laik eğitimin” yıllardır kazılan çukurunu giderek
derinleştirme projesidir. “Eyvah şeytan ben...