Metin Sitti adını İngilizce bir dergide bir
haberin içinde keşfetmiştik. Bir çeşitli kertenkele olan geko’ların
bir çırpıda ayaklarıyla düz duvarda, camda, tavanda nasıl
yürüdükleri üzerine çalışmalardan yola çıkarak, geko ayağındaki
tüyleri taklit eden bir polimer üretmişti.
O yazıyı buldum, yıl 2002, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinde
yayımlamışız. Dergi New Scientist. Her şeyde olduğu gibi önce işin
temel bilimini yapacaksın ve nasıl oluyor sorusuna yanıt
vereceksin, sonra da benzerini taklit edeceksin.
İktidarın kulaklarına gitsin diye yazıyorum bunu. Çünkü
iktidardakiler, bakanlık vb. bilim dünyasına “bize para getirecek
teknoloji üretin” diye yaklaşıyor. Onlar için bilim demek teknoloji
üretimi demek.
Teknoloji temel bilim çalışmalarıyla gündeme gelir. Nasıl
oluyor-nasıl işliyor, sorusuna yanıt bulmadan’a yanıt bulmadan,
hiçbir şey üretemezsiniz. Bilinen bilgilerden teknoloji üretebilmek
için bile bilimin davranış yasalarını bilmek zorundasınız.
Geko kertenkelenin ayaklarındaki olağanüstü kavrama yeteneği ayak
tüylerinden kaynaklanıyordu. “Bu tüylerin uçları öylesine yapışkan
ki, gekolar tek parmaklarından tavana asılı durabiliyorlar”. Bilim
tartıştı, bu yapışkanlığın nedeni güçlü bir kimyasal mıydı, yoksa
başka bir şey mi? Acaba nasıl yürüyor?
Sıkı durun: Kaliforniya Üniversitesi’nden
Ron Fearing ve arkadaşları bu yapışkanlığın
gerçekte moleküller arasındaki Van dr Waals güçleri adı verilen
çekim gücünden kaynaklandığını ortaya koydular. Metin Sitti bu
ekibin içindeki mühendis kökenli bilimciydi ve gekoların tutunma
özelliklerini polimer tabanlı bir dizi tüy üreterek taklit etti. Bu
tüyler bir insanı tavanda asılı tutmaya yeterli değildi ama, Bunlar
henüz bir insanı tavanda asılı tutmaya yeterli güçte olmasalar da,
Metin Sitti, Setex marka...