“Orhan sana bir kararımı açıklıyorum, ne düşünüyorsun, Nobel
madalyasını Anıtkabir’e Atatürk’e hediye edeceğim... Ama bunu
şimdilik saklı tut, açıklanmasını istemiyorum...”
Aziz Sancar, Stockholm’de Nobel Töreni Haftası’nda Grand Hotel’de
baş başa sohbette bunu açıklıyor. Aralık 7-8 gibi. Ne diyebilirdim
ki, büyük sevincimi dile getirdim. “Ne yapacağım madalyayı evde?..”
diye de gerekçelendirdi. Sancar, büyük bir toplumsal insan! Bunu
sonra yazacağım. İkisi replika üç Nobel madalyasından birini ABD’de
üniversitesine, birini mezun olduğu İstanbul Üniversitesi’ne,
diğerini, aslını da Ata’sına hediye edecekti. North Carolina
Chapel-Hill’de madalyası geçen ay sergilendi. Üniversitenin en
önemli kütüphanesinde (herkesebilimteknoloji.com haberi).
İkincisi, bugün Anıtkabir’de Ata’sına çok yakın yerde törenle
sergileniyor. Üçüncüsü de İstanbul Üniversitesi’nde 23 Mayıs’ta
törenle sergilenecek.
‘Anam Ata’ya adeta tapardı’
Sancar böyle biri. Cumhuriyetçi ve Atatürkçü.. 10 çocuğunu da
okutan, okuma yazma bilmez Meryem Anam da Atatürk’e adeta tapardı,
der. Savur’da, babası imam bir Meryem Ana, geleceği büyük bir
zekâsı ile görüyor ve çocuklarını okutuyor. Sancar “tanıdığım en
zeki kadındı” der (Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü kitabım).
Bu Nobel ödülünü Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde aldım dediği her
yerde, ortalık alkış ve coşkudan yıkılıyor. Bu, gerçek Türkiye’dir.
Kimse aldanmasın. Anasından ve ailesinden aldığı eğitimin önemi ana
dersini, tüm Türkiye’de sürdürüyor. Adeta Meryem Ana’nın kutsal bir
vasiyeti, emaneti gibi...
Sancar diyordu ki İnönü Ailesi’nin Pembe Köşk’ünde onuruna verilen
yemekteki kısa konuşmasında: “Atatürk Sakarya’da büyük meydan
muharebesini sürdürürken, Ankara’da Meclis’te eğitim konusu
tartışılıyordu! Atatürk, geleceğin en önemli konusu olarak eğitimi
görüyordu, ne kadar uzak bakış... Atatürk ve İnönü sayesinde iyi
Alman hocaları da getirterek Türkiye’de üniversitenin temellerini
attılar ve benim çok iyi Alman hocalarım ve tıp fakültem
oldu...”
Şimdi anasından ve Ata’sından aldığı bu misyonu sırtlayarak
sürdürüyor. Ülke ve vatan sevgisinin bence en büyük dışavurumu
budur, yani eğitime katkısı ve bu konuda üstlendiği rol modeli. 20
günlük ziyaretinin her günü eğitimle dolu...
ATATÜRK’ÜN SOFRASINDA, PEMBE KÖŞK
Stockholm’deki görüşmede Gülsün Bilgehan ile de haberleştiğini
söylemişti. Gülsün Hanım, ta o zaman aramış, tebrik etmiş ve
yazışmalarında Pembe Köşk davetini kesinleştirmişlerdi.