Aslında Afrin Operasyonu, Suriye ve Rusya’nın da işine geliyor. Onlara da yarıyor. İznin temelinde bu var. Çünkü ABD’nin Suriye’yi PKK güçleriyle bölme operasyonunun batı kanadındaki parçası olan Afrin’i ABD ve PKK/PYD’den “kurtarmak” işini TSK üstlendi. Suriye ve Rusya için yeme de yanında yat.
Bu anlamdan bakarsanız, Türkiye’ye bir “vekâlet” üstlenmiş bile diyebilirsiniz. Ama Türkiye’nin, içeride yıllardır kanlı savaş verdiği, iç güvenlik tehdidi olarak ilan ettiği PKK ile 900 km boyunca “sınırdaş” olmasına yol açacak “Afrin Bölgesi”nin Ankara için ayrı bir önem taşıdığı açık. Operasyon, “kuşatılmışlık” endişesi yaratmıştır. PKK’nin, içeride sürdürdüğü “iç savaş”a, Suriye’deki egemen pozisyonundan alacağı güçle sınır boyunca hız kazandırması, şüphesiz ki ciddi bir “güvenlik sorunu” yaratıyor. PKK’ye hoş bakanların, yazar çizerken bu konuyu es geçmeleri şüphesiz ki doğaldır. PKK ile bir “barış”, “anlaşma” yapılmış değil ki?!
Es geçilen başka bir nokta, Suriye’nin “bütünlüğü”dür. ABD ve ABD severlerin de bu bütünlüğü es geçmeleri doğaldır. ABD’nin Suriye’yi parçalamak politikasını görmemek ya körlük veya daha doğrusu ABD politikasının uzantısı olmaktan kaynaklanır. Bunlara göre ABD masum bir şekilde orada duruyor, gel dersen gelir, git dersen gider. Ehh, PKK’ye de yardımcı olması kötü müdür!?