Yaygın bir görüş var AKP ve tabanında: İktidarı ele geçirdik.
Artık bir daha bırakmayız, bırakmamalıyız, asla kaybetmemeliyiz
iktidarı... Üstelik akademik kılıklı bir ülke ve millet düşmanı,
iktidar için ülkeyi yakıp yıkmaya hazır bir katil
ruhlu, referandumu kaybedersek silahlı iç savaşa
hazırlansın herkes diyor.
Sadece o mu?
Başka yetkili bir AKP’li, hedefe az kaldı, 90 yıllık
hasret bitecek diyor.
Az kaldı dediği şu: İki ay sonra referandum olacak ve
kazanacağız ve bu işi kesin ve ebedi olarak bitireceğiz,
Cumhuriyet ve Atatürk belasından, parlamenter
sistemden vb. kurtulacağız.
Gördükleri rüya
Ülkede Atatürk’ün ilan ettiği Cumhuriyeti, kadınlara özgürlükleri,
Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir ve Meclis’indir kuralını,
Cumhuriyetin demokratik parlamenter düzene ve güçler ayrılığına
demokratik bir sisteme doğru büyük evrimini, bu süreçte verdiği
ileri doğru büyük atılımı, çağdaşlığa ve uygarlığa doğru büyük
serüveni sona erdirecekler. Bunun rüyasını
görüyorlar.
Cumhurbaşkanı ne demişti
muhtarlara, bileklerimizdeki prangayı
kıracağız.
O pranga nedir? Yukarıdaki büyük paragrafı yeniden
okuyun.
Daha önceki söylemlerle de bütünleştirin bu son
anlayışları: Cumhuriyet 90 yıllık parantezdir, bu
parantezi kapatacağız... Cumhuriyet bir reklam
arasıdır..
Anayasa değişikliği ile öngörülen de zaten,
bu reklam arasına bir son vermek, 90 yıllık parantezi kapatmak,
Türkiye’yi Osmanlı ile bütünleştirmektir.
Yeni Türkiye dedikleri budur.
Tüm bu söylem, niyet, politika ve değişimi alt alta koyarsanız,
hedefin tamamen bir Abdülhamit mutlakiyetinin
yaratılmak istendiğini görürsünüz.
Ey MHP’liler duyuyor musunuz?
Anayasa değişikliği tamamen budur ve Bahçeli,
Atatürk’ün, Cumhuriyetin ve tüm uygarlığa doğru atılan temellerin
mezar kazıcısı rolünü üstlenmiştir.
Ey MHP’liler, duyuyor musunuz!
Bahçeli, Özgür’ün sık yazdığı gibi, 3-4 ay içinde yaşadığı bu 180
derece değişikliği açıklamaya mecburdur.
Bu mecburiyeti hem MHP’lilere hem MHP’li seçmene, üstelik
tümTürkiye’ye borçludur.
Çünkü Bahçeli bu pek de aydınlık olmayan kararıyla, tüm ülkeyi bir
başka kulvara sokmuştur. Bu kökten değişiklik, bu Cumhuriyetin
tasfiye talebini sandığa götüren, tamamen ve tek başına Bahçeli’nin
kararı ve isteğidir.
Tek istenen, bu karar değişikliği üzerindeki karanlığın
aydınlatılmasıdır.
‘Sadece RTE için geçerli olsun’
Şimdi iyi niyetli AKP’li yazarların bir korkusu var: Ya bu
Başkancı- Reisçi yetkiler bir başkasının eline geçerse, biz ne halt
yeriz, nereye kaçarız..
Kabataş yalanının baş mimarı hatta şöyle bile
yazabiliyor korkusundan: Anayasaya bir madde koyalım, tüm bu
yetkiler sadece ve sadece RTE için geçerli olsun, ondan sonra
geçerli olacak normal bir anayasa yürürlüğe girsin.
Herhalde iktidarı bırakmamak için bir içsavaşı göze alacak bir
inanca sahip değil. Ama aynı zamanda böyle yetkilerin nasıl bir
karanlık döneme yol açacağını, kabağın dönüp dolaşıp kendi
başlarında patlayabileceğini de en azından sezgisi ile
anlıyor.