Cumhurbaşkanı bizi ferahlattı! “Hukuk sorunu yok,
rejim sorunu yok, kaç yıldır buradayız, rejim mi
değişti” dedi. Seyrettim: Rahat ve güven verici bir yüz
ifadesi takınarak... Sonra düşündüm: Daha ne isteriz! Ülkenin bir
numarası garanti veriyor!
Fakat çevreme bunu ilettiğimde bana garip baktılar. Ben
de yahu kardeşim inanmak istiyorum diye söylendim! Bir
kahkaha koptu, ama acı, üzüntü, “keşke öyle olsaydı”larla
dolu!
Yani güven sıfır Cumhurbaşkanı’na. Dahası, Cumhurbaşkanı’nın
kendilerini aldattığı düşüncesindeler. Ben de öyle
düşünüyorum. Rejim duruyor, neresi değişti demek
bile insanı şaşırtıyor.
Hayır inandırıcı hiç değil. Rejim değişiyor
1) Rejim yerinde durmuyor. Parlamenter sistem şeklen var, mesela
seçim yapılıyor, milletvekili seçiliyor, Meclis toplanıyor, ama
sistem çalışmıyor. 7 Haziran’da seçim yapılıyor, Meclis
çalıştırılmıyor. Davutoğlu’na koalisyon
kurmamasını söylüyor:Kendini yok edecek bir
işbirliğini girersin! RTE “rejimi” değiştirici, terminatör -büyük
yok edici- rolünde.
2) Devleti
partileştirdi; AKP’lileştirdi.
Devlette kendilerinden olmayan insanları tasfiye ediyor veya
etkisizleştiriyorlar. Müfettişler kendilerinden olacak, eğer
çalışacaklarsa; diğer memurlar da. Devletin personel politikasını
AKP merkezi yönetiyor. Mesela şimdi devlette kalan tüm diğer
memurların işine son verdirecek bir yasa hazırlığı içinde oldukları
söylentisi de var.
Anayasasız yasa çıkartıyorsunuz, yasa iptal edilse bile
yapacağınızı yapmış oluyorsunuz. Devlet örgütü, tüm siyasi
oluşumların kullanabileceği bir aygıt olmaktan çıktı. Kazara sizden
başka bir parti iktidara gelse, bu aygıtı kullanma şansı sıfır. Onu
hızla değiştirmek zorunda.
Kralın dediğine geldik: Devlet benim!
Bu rejim değişti demek: Osmanlı’da liyakat
aranırdı. Devletiniz, size biat eden, neredeyse hepsi sizlerin
birer klonu insanlardan oluşmaya başladı. Bu sizin devletiniz
oldu. Devlet sizsiniz. Her şey
sizsiniz. Merkez Bankası dahil. Özerk yapılarını
parçaladığınız tüm kurumlar da sizlerden oluşuyor.