Tartışmamız gereken temel soru şu: Milletin yarısından fazlasını
dışlayarak, yeni bir anayasa yapmak mümkün mü? Biz hep “Başkanlık
sistemi iyi mi kötü mü, millet istiyor mu istemiyor mu”yu
tartışıyoruz. Peki, Meclis’te kıl payı ile geçecek ve muhalefetin
reddettiği bir başkanlık sistemi anayasası kabul edilebilir mi,
meşru olabilir mi?..
Bir anayasa, milletin nitelikli ve önemli bir çoğunluğunun üzerinde
mutabakat bildirdiği bir toplumsal sözleşmeyse eğer.. Bu mutabakat
koşulu, diyelim ki seçmenin yüzde 45- 55 oyu ile Meclis’te mesela
367 milletvekili ile anayasa yapma çoğunluğunu sağlamış bir “irade”
olmamalı. Yasal, hukuki olsa bile! Muhalefetin görüşlerini
yansıtmayan bir anayasa, fiiliyatta ne kadar uygulanır olabilir?!
Benzer durum bence referandumda da geçerli olmalı.
Rüya için son atak
Başkanlık sistemi, RTE’nin en az 6 yıldır aktif üzerinde çalıştığı
rüyasıdır; politik hayatının önemli bir kesimi, tek adam olmanın
yasal-hukuki koşullarını yaratabilmek için geçti.
Şimdi bu başkanlık sistemi koşusunun son merhalesine doğru büyük
bir atağa kalktı. Bu son şansıdır, partisinin inişe geçtiği bir
dönemde bu amacını gerçekleştirmek için seçim sürecine tek kişilik
parti gibi katıldı ve rol kaptı! Günde beş posta konuşuyor!
Elindeki kartları masaya sermiş, başkanlık yolu açmaya
çalışıyor.
Biliyor ki, “Yeni Türkiye”si, başkanlık olmadan büyük bir hayaldir.
“Yeni Türkiye” bir tek adamlık rejimidir, rejiminin adıdır onun
için.