Rus uçağını vurmakla Türkiye’nin temel dış politikasında neler
değişti neler. İki nokta öne çıkıyor:
İlki ve en
önemlisi, RTE iktidarının “iki
arada bir derede” olarak nitelendirebileceğimiz dış
politikasında “arayış” şimdilik bitti
gibi. “Doğu” ile “Batı” arasında yolculuk,
hatta daha cesaretle söylemek gerekirse, RTE’nin
Ortadoğu’da “kendine özgü”, “özerk”politik kurgu tesisi sona
erdi.
Bu uçağı vurmaktan, başkanlık sistemi için bir “one
minute” zaferi de çıkartacaklardı, ama olmadı. Rusya’nın
derhal Ankara’nın üzerine
bir “Kuzey Ayısı” şiddetiyle gelmesi,
Ankara’yı “endişelendirdi”. Bu kez karşılarında “one
minute” İsrail’inin olmadığını
gördüler. Putin’i yatıştırma, yarı özür
çabaları sonuç vermedi.
Bu yılki fatura yazdığımız gibi 7 milyar dolar civarında. Gelecek
yıl 20 milyarı aşacak. Üretici perişan olacak.
Yetkililerin “yeni pazarlara gönderiyoruz geri çevrilen
malları”lafı bir palavradır. Sanki dünya “şu Ruslar geri
çevirse de Türk malları bize gelse”, bekleyişi içinde! 20
milyar önemli değil diyenlere sadece gülerim!
Meselenin en önemli yönü, yıllarca inşa ettiğin iki ülke arasındaki
bir ilişkiyi, bir dostluğu, bir iyi niyeti bir vuruşta yerle bir
etmendir. Bunu RTE bizzat söylüyor, Putin’in kendisini nasıl
methettiğini anlatarak.
Ankara, Doğu’da da kendine yer arıyordu. İçerideki demokrasiyi,
basın özgürlüğünü, parlamenter rejimi ayaklar altına alan
politikasına, Batı’dan fazla yüz bulamayacağını biliyordu, RTE bu
nedenle Doğu’da kendine yer aradı ve hatta Putin’e “Şanghay
Beşlisi”ne bizi alın bile dedi.
IŞİD petrolünden yeni milyonerler
kim?
Biliyorsunuz, Türkiye’yi üst aklın karıştırdığı söylenceleri de
bitti. “Üst Akıl”Amerikaydı. Saray ve çevresinde ve
medyasında her melanetin ardında hep o vardı. Şanghay Beşlisi’ne
talebin de sonuçlarından biriydi Üst Akıl’a saldırmak.
Şimdi bu bitti, Rusya karşısında Batı ile ittifaklar güncellendi.
Üst Akıl, alt akıl oldu, birden ortadan kayboldu! Batılılar resmen
diyor: Türkiye ABD/ Avrupa politikasına geri döndü, bağlarını
güçlendiriyor.