CHP, üzerine gelen büyük dağın altında
ezilebilir...
Eski siyasiler yok. Hani Demirel’ler, Ecevit’ler,
hatta ve hatta Özal’lar ve
Erbakan’lar zamanında, siyasetin “kadayıf
tepsisinin altı kızardı mı” tadında sürdürüldüğü,
siyasilerin tatlı sert polemiklerle birbirlerini seçmen gözünde
hırpalamaya çalıştığı dönemleri Türkiye çoktan geride bıraktı.
Günümüzdeki racon, dur durak bilmeden ve engel tanımadan
propagandanın tüm yalan ve çirkinliğiyle saldırmak. Söylenen lafın
doğru veya doğru tarafı olması gerekmiyor. Şiddeti önemli.
Durum şu: Yalanı en üst perdeden ve sanki tepeden tırnağa doğruymuş
gibi söyleyeceksin. Sürekli. 10 kez, 20 kez, 41 kez söyleyeceksin
aynı şiddette ve artık toplum tarafından doğruymuş gibi kabul
edilecek, algılanacak. Dahası, bunu rakibin bile kabul edecek, ses
çıkartamayacak.
İktidarın adamı, vay savaşa karşı çıkanlar, savaş kötüdür, insan
ölüyor diyenler biçiminde yazılar döktürecek. En alt perdeden barış
istiyoruz bile demeden, savaş halk sağlığına zararlıdır diyenleri
paldır küldür içeri atacaksın ve şiddetli bir yalan propagandayla
bunların PKK’ci olduklarını durmadan tekrar ettireceksin çeşitli
ortamlardaki borazanlarına. Kim demiş savaş kötüdür
diye
Şimdi söylenenin tersini dile getirin ve Türkiye’nin içine
sokulduğu absürdlüğü görün: Savaş halk sağlığı için
birebirdir, öyle ki tüm kanserleri öldürür, iltihapları giderir...
Barış insan ve toplum katilidir... Barışmayın, sevişmeyin,
savaşın!
Beğendiniz mi bayım! Hayır, sizde utanacak yüz olduğunu hiç
sanmıyorum.
Ağzını açtığında, daha söz bile dışar...