Recep Tayyip Erdoğan’ın bir resmini
paylaşıyorum, henüz yıl 1994 ve İstanbul seçimlerini kazanmış;
evinde eşi Emine Hanımefendi ile birlikte. Bu
klasik evi duruyor, ama sonra yukarıya, Çamlıca’ya yakın lüks bir
villaya taşındı. Başka yerlerde tatil evleri de var kendisine ait.
Zenginleşti. Devlet olanaklarını kullanarak saraylar yaptırdı.
Bugüne kadar hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının sahip
olmadığı lüks devlet olanakları yarattı kendine. Uçaklar,
helikopterler arabalar arabalar.. korumalar ordusunu da
katın...Hesaplarsanız, eski devlet başkanlarının toplamından daha
fazla maliyeti var Türkiye’ye. AKP lideri Erdoğan zengin, büyücek
adımlarla sınıf atladı; orta sınıftan yüksek sınıfa sıçradı.
Aslında burjuvazi ile birleşti. Ama bir kesimiyle.
Birleşeceği burjuvayı kendisi yarattı, belirledi bile diyebiliriz.
Büyük bir geniş halka oluşturdu onlarla. Devlet ihaleleriyle
beslendi bu burjuva kesimi. İktidarın medyası olmayı üstlendiler
öncelikle. İstanbul’un istedikleri bölgesinde neredeyse
almayacakları, konut yapamayacakları bir boş alan yok gibi.
Lüks konut inşaatları, İstiklâl Caddesi’nde projeyi birkaç kez
katlayan AVM’ler Demirören’leri ihya ederken,
devlet bankalarından krediler ile medya sahibi olurken,
Kalyoncular – Cengizler dünyanın en büyük devlet
inşaatçılığında 4. sıraya yükseldiler. Derken, Demirörenler ve
Kalyoncular çocuklarını evlendirerek, aslında servet - şirket
birleştirmesi de yaptılar. Yukarıdaki fotoğraf, Çırağan önüne
konan, ancak Türkiye gibi bir ülkede olabilecek “...