Türkiye sıradan olmayan, FETÖ darbe girişimini yaşadı. Daha
önceki askeri darbelerle ortak nitelikleri vardı, ABD desteği gibi.
Halk tabanı yoktu, diğer darbelerde bu, “siyasi ve toplumsal”
yaratılmıştı.
Amacım FETÖ girişiminin en ayırt edici yönüne gelmek.
Önceki askeri darbelerde esas olarak üst siyasal değişim özelliği
vardı. Deyin ki o parti gitsin bu parti gelsin, o anlayış gitsin
(siyasal ve ekonomik olarak) bu anlayış gelsin..
Parlamenter sistemin ve anayasanın özünde hemen hemen çok az
değişikliğe neden oldular. Bu nedenle darbeler sonrası neredeyse
“eski düzen” yeniden kuruldu! FETÖ darbesi
farklı
FETÖ darbe planı ise, sonrası itibarıyla, Türkiye toplumunu,
rejimiyle, yönetim biçimiyle, anayasal ilkeleri ve yaşam
tarzlarıyla, bütünüyle değiştirmeyi amaçlıyordu.
Tabanda desteği olmayan, yarı gizli - dini örgüt, tam anlamıyla
devlet içinde polis - adliye - istihbarat - askeri - idari
örgütlenmeleriyle devletin tüm kurumlarını neredeyse bütünüyle ele
geçirmişti. Sivil toplumda, üstelik bazı “solcu” kılıklılarla bile
işbirliği içinde, iş çevrelerinde örgütlenmeleriyle, tüm hazır
kadrolarıyla, iktidarı devralacaklardı.
Tehditle iş görüyor, büyük medya içinde etkili oluyor, yargıda
istediklerini yaptırıyor, büyük iş çevrelerinde bile sözlerini
dinletiyorlardı.
Esas AKP içinde de örgütlüydüler. RTE’nin büyük
otoritesi ile kenara itilmiş iktidarın onlarca önde geleni de,
RTE’ye karşı FETÖ yapılanmasıyla dirsek teması içindeydi.
Birbirlerini kullanıyorlardı. Dahası, o zaman FETÖ’yü yağlayanların
önemli bir kısmı bugün aktif siyasette liderin yanı başındalar.
FETÖ yapılanmasıyla dirsek teması olanlar, diğer partiler...