Putin ile Erdoğan Suriye konusunda anlaştılar.. Olumlu gelişme..
Cumhurbaşkanı geçen hafta Şam İdlib’e
girince, ciddi bir güvenlik sorunuyla karşı
karşıyayız demişti. Ayrıntı yoktu, acaba güvenlik sorunu ile
kastettiği neydi, merak ettim ve olasılıkları düşündüm:
4 seçenek olabilirdi:
1- Ülkemizin yine büyük bir
göç dalgası ile karşı karşıya kalması; 2- Sayıları
tam olarak bilinmeyen 20 - 30 parçalı, 40 bin kadar cihatçı
köktendinci örgüt üyesinden bir kısmının Türkiye’ye kaçma - girme
durumunun ortaya çıkması, 3- Fırat’ın batısının,
İdlib’de yine ayrılıkçı örgüt elemanlarının konuşlanması ve nihayet
4- Suriye ile yine karşı karşıya gelerek sınırda
Esad - Şam ile komşu olmamız.
Hangisi en iyi ve en
kötü
Sizce hangi seçenek en iyisi ve hangileri en
kötüsü..
Bana göre Şam ile yeniden komşu olmamız en iyi
seçenek. Bu eninde sonunda gerçekleşecek en yüksek
olasılık.
Birinci seçenek kabul edilebilir değil,
aramızda zaten 5 milyona yakın Suriyeli mülteci yaşıyor ve
sorunlarımız büyük. Bunun üzerine binecek her mülteci, sorunları
ekonomik ve toplumsal olarak katlayacak.
İkinci seçenek tam bir felaket. Sonuçlarını
terör olarak çok kötü yaşarız.
Üçüncü seçenek gerçekleşmesi zor ve
önlenebilecek bir durum.
Dördüncü seçenek, dediğim gibi en
iyisi.
3 olumsuzu bertaraf
etmenin yolu
Analitik düşünürsek: Aslında diğer üç olumsuz
seçeneği önlemenin tek yolu var: Şam ile yeniden komşuluk.
Güneyimizde topraklarına egemen olacak. Şam’ın savaş olmadan İdlib
vb’ye egemen olması göçü durduracak en önemli gelişme olur.
Suriyelilerin kaçmasına gerek kalmaz.
40 bin kadar cihatçı sorunu: Bunları isteyen
yok.. Kimi Kafkasya’dan, kimi Türki ülkelerden dahası 5 bin
kadarının da Türkistan’dan olduğu söyleniyor. Avrupa ve Amerikan
yurttaşları vb. de aralarında var.
Cihatçılar ne
olacak?
Onların hayalleri bitti. Paraları bitti. Çok
karılı evlilikleri ve ebedi cennetleri de.
Hiçbir ülke onları istemiyor. Ama almak
zorundalar. İki seçenekleri var: Ya teslim olacaklar, adil
yargılanacaklar ve ülkelerine gönderilecekler. Bu ülkeler onları
almak zorunda kalacaklar.. Ya da dar bir bölgede savaşacaklar ve
yok olacaklar.
Türkiye’nin veya bir başka büyük gücün onları
koruyacak, kollayacak, silahlandıracak ve Suriye’de tutacak durumu
yok ve olmaz.
Suriye Türkiye’ye böyle bir suçlama
yöneltti.
Ankara gerçekle
karşılaşıyor
Türkiye yavaş yavaş, özellikle
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin
ile yaptığı son kısa konuşmadan sonra, Suriye’nin ülke bütünlüğünü
sağlamaktan başka bir seçenek olmadığını gördüğünü
anlıyoruz.
Görüşmeden sonra Erdoğan başka telden, Putin
başka telden çaldı.
Putin tarafından yapılan açıklama çok önemli:
İki lider teröristlerin yok edilmesi konusunda anlaştı.
Erdoğan’ın açıklamasında buna vurgu hiç yoktu,
ama Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Suriye’nin ülke
bütünlüğünü vurguladı ki önemliydi.