Suriye, ülkesinin büyük çoğunluğunu kurtardı, belki de yüzde
75’ini. Ordusu manevi ve maddi olarak güçlendi, arkasında şüphesiz
Rusya var. İran’ın desteği var.. Yaşadığımız krizin yarattığı
tozdan görmemiş olabiliriz: Çin de Suriye’ye
isterse askeri destek vereceğini, asker gönderebileceğini
açıkladı!
Birkaç haftadır şu oluyor: Suriye ordusunun İdlib’e dayandığını
biliyoruz. Adamlar ülkelerini adım adım kurtarıyorlar. İdlib’e de
kıyısından girdiler. Rusya, Türkiye’nin girdiği Suriye topraklarını
terk etmesi gerektiğini açıkladı.
İdlib, ne kadar köktendinci, cihatçı olup da Şam’a muhalif olan ve
Suriye’de yüz binlerce insanın ölmesine de neden olan silahlı
örgüt-çete varsa, kaça kaça gelip sığındığı yer. Orada tutunmak ve
bir özerk yapı içinde tutunmak arayışındalar.
Birleşmiş Milletler, Suriye ordusunun İdlib’e saldırısı veya
kurtarma harekâtı sonucu yüz binlerce insanın Türkiye’ye karşı
kaçabileceğini öngörerek Türkiye’nin sınırlarını açmaya hazır
olmasını istedi.
Ne kadar, bilmiyoruz. Bir milyon? İki milyon?
Yanlışa düşülmemeli
Bu tamamen savaşın nasıl gelişeceğine ve Türkiye’nin tutumuna
bağlı.
Fakat iki milyon insanın daha Türkiye’ye sokulması, Türkiye’yi tam
iç yıkımla içten çökertme operasyonuna dönüşecektir.
Türkiye İdlib’deki rejim muhaliflerini koruyamaz.
Ülkesini kurtarmak için hareket eden Suriye Ordusu’na karşı da
duramaz.
Burada hep dile getirdik: Türkiye’nin çıkarı Şam ile anlaşmada ve
işbirliği yapmadadır.
Fakat Ankara’nın çok bilmişleri baştan beri saptadıkları yanlış
politikanın esirleri olmuş durumdalar.