Önce Cumhuriyet, sonra Sözcü..
Haber verdikleri, yazdıkları, çizdikleri, yönettikleri için,
gazeteciler, göstermelik bir hukuk düzeninde özgürlüklerini
kaybetmekle karşı karşıya.. Normal hukuka, yasalara, vicdana bağlı
olmaları halinde ne iddianame hazırlanabilecek ne de dava
açılabilecekken, tamamen anayasal ve yasal güvence altında
sürdürülen bir faaliyet ve insanlar mahkûm ediliyor.
Hiçbir mahkemenin normal koşullarda böyle bir durumu kabul
edebileceğini düşünemiyorum, ama tepelerinde iktidarın siyasi
iradesi ve isteği olunca, vicdanlar, yasalar, anayasalar susuyor,
üzerleri kara bir örtü ile kapatılıyor.
Cumhuriyet’e ilişkin yargılamalarda üç yönetici ve yazar dışında,
dava açılan herkes, Cumhuriyet büfesini işleten
Şenol Buran bile tutuklanıp
yatırıldı. İktidarın siyasi intikam davası ceza yağdırdı.
Adalet Bakanı nerede?
Beş yıldan fazla ceza
alanlar davayı Yargıtay’a götürüyor, tutuklanmaları gerekmiyor;
fakat aynı davada 5 yıla kadar ceza alanlar ise bir hafta içinde,
yatmadıkları süreyi çekmek için hapse atılacaklar. Bu komik hukuki
skandal çok tartışıldı, Adalet Bakanı bile “Meclis’e sevk edilecek
bir yasa ile bu durum düzeltilir” dediği halde kılını kıpırdatmadı.
Anlaşılan bağlı olduğu büyük otorite “bırakın yatsınlar” dedi.
Buna göre 8 kişi, Musa Kart, Kadri Gürsel,
Güray Öz, Hakan Kara, Önder Çelik, Bülent
Utku ve Mustafa Kemal
Güngör yeniden hapse girecek.
Adalet mekanizması siyasi intikam arzularına alet ediliyor.
Bu maddeden iktidar
yargılanır
Muhalefetin diğer sesi Sözcü’ye açılan davada
savcı 15 yıla kadar hapis cezası istiyor. Ellerinde ne yana çeksen
hukuksuzluk akan, bu tür suçlama ile