Kusura bakmayın yazmamak biraz uzadı. Başka
bir şey mi yaptım? Yoo, okudum, film seyrettim, yan gelip yattım,
kısa geziler arasında Taşoz Adası’na da gittik. Kavala’da oralı
Türklerin işlettiği deniz kıyısında bir lokantada en leziz ve bol
çeşitli Yunan yemeklerini, hele hele keçi peynirli fırında
patlıcanı, 8 kişi, Türkiye’nin en az yarı fiyatına yiyince, ne
oluyor dedik.
Yunanistan “kriz”de
biliyorsunuz. Kişi başına geliri 24 bin Avro, bizde ise abartılı 8
bin Avro kadar. Asgari ücret orada 700 Avro gibi, bizde ise 400
Avro’yu zor bulur. Peki, nasıl oluyor da geliri bizim 3 katı olan
Yunanistan’da yemek fiyatları, benzer lokantalar eşdeğer alınırsa,
iki kata yakın ucuz oluyor?
Bu soruların yanıtı herhalde iki ülke
arasındaki yapısal farklılıklarda
yatıyor.
İlk akla gelen, bu lokantalara Yunanlılar ile
Türklerin gidebilme
sıklığı. “Zenginlik” ne
kadar yaygın? Bizde o lokantalara o parayı verenler gidiyor...
Yunanistan’da ise genellikle herkes mi?! Müthiş gelir eşitsizliği!
Hemen bakıyorum: Bu eşitsizliği anlatan Gini katsayısı bizde 0.40,
komşuda 0.34 yani, çok daha adaletli.
Sonra piyasadaki gıda fiyatlarının
karşılaştırması da bir fikir verebilir. Bir diğeri, turizm
Yunanistan’ın canı ciğeri, bu nedenle fiyatlar çok düzenli.
Kazıklamak sözcüğü yok gibi.
‘2019’da
görürsünüz...’
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na girmek
için Yunanistan’ı kullandım..
Videoyu izlemişsinizdir. Fındık
üreticisi 2019’da
görürsünüz diye dört dörtlük bir söylev
çıkartmış, kapatalım burayı
ve İstanbul’a mı yığılalım,
diyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Türkiye’nin
tarımında, gıdasında ve hayvancılığında patlama yapması için mi
var, yoksa çökertilmesi için mi? Ağır oldu,
biliyorum.
Bizim Mehmetler Van’ın köyünde buğday ekimini
yıllar önce bıraktı. Hayvancılığı da aynı
gerekçeyle, “salak
olmamak için” bıraktılar.
Yoncalığa yöneldiler, çünkü yem sıkıntısı var, yonca para ediyor.
Romanya’dan hayvan ithalatı yaparken samanı da Bulgaristan’dan
alıyoruz haberlerini düşünün.
Tarım Bakanlığı’nın 2017 faaliyet raporunu
inceliyorum. Eğitimler, gıda güvenliği için çalışmalar, hibe ve
faizsiz krediler... Şüphesiz ki niyetle iyi. Ama çıktıları çok
verimsiz gibi. Millet neden tası tarağı toplayıp kentlere
yığılıyor?
Fındıkçı niye ağlayıp
duruyor?
Orta büyüklükte bir fındık üreticisinin yıllık
bazda asgari ücreti nedir? Hayvancılık neden geliştirilemiyor?
Bütün tarım üretiminde verim neden düşük, belki Hollanda’nın yarısı
kadar. Rakam vermiyorum, meselenin özüne
değiniyorum..