Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Bey’in
açıklamasını okuduktan sonra yüreğime su serpildi. Fuat Bey
depremle ilgili gelişmeleri büyük bir dikkatle izlediklerini
açıklarken, sevgili milletim de korkulacak, telaş edilecek bir
durum olmadığını anlamıştır. O halde rahat olsun herkes, başını
yastığına koyup mışıl mışıl uyusun.
Tabii bazı kendini bilmezler, bilgisizliklerinden olacak herhalde
parkta, sokakta çimenler üzerine kurdukları çadır ve açıkta
yaptıkları kahvaltılarla, üstelik kendilerine uzatılan mikrofonlara
korktuklarını belirterek ülkemizin yüzünü kara çıkarıyorlar;
dünyaya yanlış ve kötü mesaj veriyor ve ekonomik kurtuluş için umut
bağladığımız turizmi baltalıyor, dolayısıyla milli ihanet içine
girebiliyorlar.
Savcılar, henüz kendilerine bu insancıklar hakkında dava açılması
bildirimi gelmemiş olsa gerek ki, bir soruşturma haberini duymadık.
Ayrıca Emniyet güçleri de kimseyi zorla evlerine sokmaya
çalışmadı.
Ayrıca tabii evlerinde kalanların da kaygı ve korku ile uyku
tutmama veya nöbette ve apartta bekleme durumları hakkında da bilgi
sahibi olmadık. Yeni tavuk kafeslerine benzeyen odalarına
tıkılanların bu küçük sayılan depremde gökdelenlerinin sağa sola
sallanmaları karşısında, kimlerin psikolojik tedavi gördüğü
hakkında da bilgi sahibi değiliz. Henüz gazeteciliğimiz bu kadar
gelişmiş değil. Sallanan gökdelenler
Yeni
gökdelenlerde oturanların bu küçük deprem deneyimlerini de
haberleştirmiş değiliz.
Gökdelenler 7.1’de, hele 7.4 olursa, ne kadar esneyebilecektir?
Hele bağımsız inşaat denetleme kurumlarının kaldırıldığı ve
denetlemenin inşaatı yapanlara bırakıldığı AKP döneminde
yaşadığımız 6 büyüklüğüne yakın depremin, ana faydan 70-80
kilometrelik bir parçasının kırılması durumunda üreyecek 7.1
büyüklüğünde depremin yaratacağı dehşet konusunda pratikte ve fiili
olarak bir bilgimiz yok. Gölcük-İzmit depremini İstanbul gerektiği
gibi yaşamadı, çü...