Tartışılmayan bir konu. Çomak sokayım arı kovanına. Geçen gün bir yemekte “Valla Trump mı kazansa?” diye masaya patlayıcıyı bıraktım.
ABD’de yaşayan demokrat kesim Trump’tan nefret ediyor. Sevilecek bir yanı yok. Bir okurum bir markette pisuvara işenecek yere yerleştirilmiş Trump etiketli fotoğrafı paylaştı. Geçen seçimde demokratların oyları çaldığı yalanlarıyla taraftarlarını isyana sevk etti. Capitol basıldı. Davası sürüyor. Mal varlığı üzerine aldatıcı beyandan dolayı en son 350 milyon dolar ceza yediği gibi oğulları dahil şirketlerinin yönetiminden üç yıl kadar uzaklaştırıldı.
Seçimlere katılabilecek mi, Cumhuriyetçilerin bir numaralı adayı, yerel mahkemelerin cezai kararlarına Yüksek Mahkeme’nin müdahalesi ne olur, tartışılıyor. ABD’yi kapak gibi ikiye bölen bir lider. Bizde de öyle değil mi, belli konularda kumaş benzer.
Neyse, olayın bir Amerika’nın içini ilgilendiren yönü var (hukuk vb.) bir de dış politikada bizi ve dünyayı ilgilendiren yönü.
‘AZ KALSIN NATO’DAN ÇIKIYORDU’
Trump seçim kampanyasında geçen hafta ilginç laflar etti. NATO’nun yükünü ABD’nin çektiğini, aidatını ödemeyen (askeri harcamalarının GSYİH içindeki payı düşük) ülkeleri hedef aldı ve Rusya’yı bu ülkeleri vurması için teşvik edebileceğini söyledi!
İlk başkanlık döneminde de askeri-mali harcamaların yüksekliğinden kıyameti koparmış, Avrupa kendi milli ordusunu kurma noktasına gelmişti. Rusya ile iyi ilişkilerden yana, Suriye’de ne işimiz var diyen bir kişi idi. Ukrayna’ya sonsuz yardıma direniyorlar.
Trump’ın ulusal güvenlik danışmanlığını yapan John Bolton, geçen gün verdiği demeçte “NATO’dan çıkıyordu, zor vazgeçirdik” diyordu.
Trump’a “Aman ha NATO’dan çıkma, biz yoksa ne b.k yeriz” diyecek halim yok!
Keşke gerçekleşse ve Avrupa ile Rusya arasında yeni bir güvenlik dengesi kurulsa!