Türkiye NATO’dan çıkabilir mi, çıkmalı mı, İslam aksanlı iktidar
bunu yapabilir mi, tartışması çok boyutludur ve hemen beklenti
içine girmek gerçekçi olmaz. Ama öncelikle yapılması gereken,
Türkiye üzerindeki Amerikan sultasını ve dayatmasını bertaraf
etmek.. Türkiye, ABD’nin uluslararası çıkar ve stratejik
politikalarının uygulayıcısı değildir ve olamaz. Bu konuda herkes
fikir birliğinde olmak zorundadır.
Türkiye özellikle küresel stratejilerde eşit çıkarlar ilişkisinde
olmalıdır. ABD’nin, Suudi Arabistan, İsrail ve PKK ile birlikte
İran ve Ortadoğu’ya yönelik saldırı politikaları, İslam dünyasına
yönelik yeni bir parçalama girişimidir ve Amerikan savaş ve silah
sanayisinin küresel çıkarlarına uygundur. PKK, tam da yeni
emperyalist saldırı mihverinin aracı ve silahı derekesine
düşmüştür.
Trump’ın İran ile yapılan anlaşmayı beğenmeyerek
iptal etme girişimi kabul edilemez. Bu anlaşmanın altında
Avrupa’nın da imzası vardır ve gelişmeyi Almanlar dehşetle
izlemektedir.
Trump demek savaş demektir, bu net olarak ortaya giderek daha çok
çıkıyor. Amerikan yerleşik demokrasisi ve hukuk sistemi de adım
adım Trump’ı saf dışı bırakmak için ağlarını örüyor.
Trump’ın yanı başımızdaki bu savaş politikasını boşa çıkarmanın tek
yolu, İran, Suriye,Rusya ve bölgedeki diğer ülkelerle ittifakı
güçlendirmektir, ki Trump belası bir savaşa heves edemesin.
Dahası, Avrupa’yı da bu ittifaka kazanmaktır.
Avrupa ile ittifak önem kazanıyor
Avrupa’nın, artık Trump Amerikası’na güveni alt düzeye inmiştir.
Avrupa ordusunun kurulması ve kendi savunmasına hedefler koyması,
dünyanın geleceği açısından yeni bir oyun planının sahneye çıkması
demektir.