Operasyonu YSK eliyle mi yapmayı planlıyorlar sanki: “Her şey
hukuk dahilinde gerçekleşiyor, seçimlerin patronu YSK, o yeniden
seçim dedi...”
Eğer böyle bir plan varsa, bunu burada ve dünyada kimseye
yutturamazlar; YSK kendi ipini çeker, aynı zamanda iktidar da
sandık demokrasisini bitirir. Böylece bindikleri
“demokrasi tramvayı”ndan tamamen
inmiş olurlar.
Türkiye “açık dikta, keyfi yönetim” dönemine
geçer. Böyle bir planları varsa ve YSK’yi el altından buna
hazırlıyorlarsa, ülkeye yazık ederler. Yarattıkları parçalanmış
ülkeyi daha büyük tehlikelere sürüklerler. YSK’ye güvenmiyor
musunuz, lafları boşboğazlıktır.
YSK’yi kullanarak yaratacakları oldubitti, siyasal bir darbe olur,
iktidarın hukuku, yasaları iğdiş ederek, kullanarak
gerçekleştirdikleri darbe.
“YSK karar versin öpüp başımıza koyalım” açıklamalarının hiç
güvencesi yok, çünkü YSK önceki uygulama ve kararlarının tersine
hareket ediyor, mazbatayı yokuşa sürüyor ve sanki Büyükçekmece
üzerinden seçimlerin yenilenmesi için hazırlanan planın
uygulamasına geçiyor, izlenimi çok yaygın. YSK yasalara
uysun yeter
YSK yasal sorumlulukları konusunda güven vermiyor, kulağının
iktidarın sesine yönelik olduğuna ilişkin kamuoyunda ağırlıklı bir
görüş var.
Bunun doğru olmadığını kanıtlamak, iktidarı değil ülkeyi ve
yasaları rahatlatmak için büyük bir şans var önünde.
Cumhurbaşkanı, 14 Eylül 2013 tvitinde “Burası ne Mısır ve ne
Suriye’dir. Sandıktan çıkan neticenin takdire şayan olduğu,
demokrasinin örneği bir ülkedir” diyordu. Yine “sandık
namustur” sözü de onundur.