Henüz, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden “geri çekilme” kararının pratikte ne anlama geleceğini bilemiyoruz, ama “geri çekileceği” varsayımıyla hareket ederek bazı kestirimlerde bulunmayı sürdürüyorum. Şunu aklımızda tutalım derim: Trump bir işadamı ve kâr- zarar hesabı yapar...
Trump’ın politikası ve Ortadoğu’ya bakışında, bu kararında “Türkiye’yi kaybetme riski”nin olasılıklar içinde en güçlü olduğu görüşümü sosyal medyada paylaşmıştım, “göze alamadı”..
Şimdi ise bu görüşe de biraz şüphe ile yaklaşıyorum, daha doğrusu tartışmaya açıyorum: Acaba Türkiye, ABD’nin Çin’e yönelik küresel stratejisinde ne kadar öneme sahip? Başkanlığa gelmeden önce “Suriye’den çıkacağız, Rusya ile işbirliği yapacağız” politikasını açıkladığında, mesele Türkiye miydi? Bence hayır.
Trump eğer Suriye’den gözü arkada kalmadan çıkarsa, ABD’nin kadim Ortadoğu politikası yerle bir oldu demektir. Yani, daha önemli stratejik hedefler için, daha küçük alanları - politikaları önemsizleştirme.
Mesela Suriye’den çıkacağını açıklarken, hemen arkasından Afganistan’da bulunan askerlerinin de yarısını çekme kararını açıkladı!
Tüccar mantığı devrede
Bu Trump’ın “gereksiz büyük harcamaları kısma” politikasının bir parçası.. Avrupa’yı da “Kendi savunmanı bana ödettirdin 70 yıldır, şimdi savunma masraflarını artık kendin öde” politikasının da bir parçası. Hepsi bir bütün. Trump’ın bu politikası Avrupa’yı “Avrupa Ordusu” kurma noktasına getirdi. Halbuki bugüne kadar önemli harcamaları ABD’ye yaptırarak, sivil ekonomisine daha büyük pay ayırabiliyordu AB.
Tüm bunlara NAFTA vb. gibi anlaşmaları ABD le...