İki olgu üst üste geldi. İlki AKP’nin oy kaybettiği; daha
doğrusu Cumhur İttifakı’nın yüzde 47.5’e indiği. İkincisi de
Cumhurbaşkanı seçilmek için yüzde 50+1 oy gerekliliğini yüzde
40’lara çekmek.. Artık yüzde 50’yi aşmak ittifakla bile olanağın
dışına çıkınca AKP’liler yeni formüller peşine düştü. Ne demişti
bir AKP büyüğü: “Cumhurbaşkanı Erdoğansız
biz hiçiz!” (“Hiç”in önünde bir “koca” var mıydı,
unuttum.)
İşte bütün mesele bu, olmak ya da olmamak.. Bir “hiç”ten bir şey
olmaz. Hiçbir şey... Yoklar dünyası.. Ama varlar, konuşuyorlar,
gidiyorlar, geliyorlar, toplantılar yapıyorlar. Erdoğan sayesinde
tabii. Demek ki partide tek varlık Erdoğan. Nitekim öyle de.. Ama
“yıldız” sönmeye parlaklığını yitirmeye başlayınca çekim gücü de
azalır, giderek söner ve o da hiçler dünyasına karışır.
Bu evrensel bir yasa. Dünyada hayatı var eden Güneş (ışıkları).
Kozmolojik takvimde ömürler milyarlarca yıl ile ölçülüyor!
Güneşimiz giderek sönecek, 5 milyara yakın ömrü var. İçindeki yanma
olayı, cevher bitmeye başlayınca Güneş etkisini, cismini, çekim
gücünü kaybetmeye başlayacak. Güneş Sistemi bitecek.
Toplumbilimlerinde, siyasette de bu evrensel yasa geçerli.
Erdoğan, yıldızı sönmekte olan bir olgu.
Bazıları, henüz çok sayıda “hiç”, etrafından dönüp duruyor. Ama
etrafında dönenler giderek azalacak. Çekim gücü zayıflıyor.
Merkezden, odaktan kaçanlar çoğalıyor.. Baksanıza, bu çekimden
kurtulanlar başka odaklar bile oluşturmaya başladı. Ama “hiç”lerin
bir geleceği yok.
Şimdiden 2023 hesapları başladı. Acaba Erdoğan’ı nasıl odakta
tutabiliriz.. Biz de varolabilelim.. Erdoğan’a koltuk çıkacak ve
onu orada tutacak başka partiler mi arasak.. İYİ Par...