Kadıköy Altıyol’da arada yemek yediğimiz lokantada çalışanların bir kısmı değişmiş, Türk Cumhuriyetlerinden değiller, Afganız diyorlar, tabii ki sigortasızlar.
Kaç Afgan var ülkemizde, ne zamandır geliyorlar ve bunların kaçı TC kimliği aldı... Haberlerde İran üzerinden ülkemize girdiklerini okuyoruz. Resmi mi giriyorlar yoksa kaçak mı? Resmi ise neden izin veriliyor, kaçaksa burası yol geçen hanı mı?
Çevrede hizmet veren bu tür yerlere bakıyoruz, bu etnik değişimin izleri her yerde.Adalar’da da benzer durum var. Dil ancak birkaç cümle, menü ile sınırlı. Ekmek, su, balık, hesap, çorba vb.
Büyük bir nüfus değişimi yeni değil. Yüz binlercesi, on yıllardır evlerde yaşlılara hizmet veriyor, başka kimse yok, sağ olsunlar.. Şimdi ise evlerden dışarıya, hizmet sektörüne taştı olay. Anadolu’da gelişmiş kentler diyordur ki şimdi: Ooo merhaba İstanbul, İzmir, Ankara, bizler çoktan istila edilmiş durumdayız. Çoğumuz işsizlik parası alıyoruz. Çünkü köle gibi çalışan mülteciler var...
Türkiye bir emek sömürge ülkesine de dönüştü.
Görünür olanın dışında, merdivenaltı ekonomide, inşaatlarda vb. kimbilir ekmek parasına hangi yüz binler çalıştırılıyor. Ücret kırıcılığı
Tam bir emek ücreti kırıcılığı mekanizması devrede.
Türkiye ekonomisi ağırlıklı olarak, yüzde 70 gibi, eme...