Ve sabah kalkıyorsunuz, gözaltına alınan hukuk dekanları, matematik bölüm başkanları, yine gazeteciler, kültür ve gönül insanları...
Saygın bir hukukçu olan Prof. Turgut Tarhanlı’yı, matematikçi Prof. Betül Tanbay’ı, diğer 18 kişiyi daha sabah 6’da evlerini basıp gözaltına almak veya aldırmak, utanç verici değil mi?.. 5 yıl sonra ‘Gezi Örgütü’?!
Osman Kavalı’yı bir yılı aşkın bir süredir, iddianamesiz, mahkemesiz içeride tutuyorsunuz. Bırakın hukuku, adaleti vb.. sizlerin vicdanı için hiç mi bir “sıkıntı yok”?
“Gezi’nin düzenleyicisi” gibi, altında hiçbir şey olmayan bir suçlamaya, şimdi 20 kişiyi daha ortak ederek, bir örgüt havası kazandırma ilkel düşüncelerinizi biliyoruz; bunu Cumhuriyet gazetesine, yönetici ve çalışanlarına karşı da denemiştiniz. Büyükada casusları diye de bir sürü insanı tutuklamıştınız.. Daha neler...
Milletin geniş kesimlerinin katılımıyla ülke çapında yaygınlaşan “Gezi Direnişi”ni, iki üç kişiye mal etmek de başka bir garabet, bu millete ayıp! Şüphesiz ki aranızda “acaba biz ne yaptık ki bu kadar geniş bir protesto - isyan ile karşılaştık” diye soranlarınız ve yanıt bulanlarınız olmuştur. Bunu iktidarınız bal gibi biliyor.
Gezi isyanından korkunuz, özellikle ekonomik ve sosyal krizin içine düştüğümüz şu sıralarda özellikle mi ortaya çıktı ve böyle bir “örgüt yaratmak” yoluna gittiniz?
Türkiye’de, eski ortağınız FETÖ’cülerin açtığı hukuksuz adaletsiz yoldan Türkiye’nin, iktidarın ve yöneti...