Sandık ustası RTE, bu sonuçla kesin egemenlik kurduğu gibi,
parti içi tartışmalara da son verdi. Orada herkes boyun eğecek ya
da partiyi terk edecek... RTE her zaman ülkede ve parti üzerindeki
egemenliğini, sandığa dayanarak kurmuştur. Haziran seçimlerinin
yüzde 41’in altına sarkan sonuçları, parti içinde ikinci üçüncü
plana atılanları, tasfiye edilenleri, RTE’nin tek adam yönetiminden
bunalan ve endişelenenleri, ülkenin geleceğinden ekonomik ve
demokrasi açısından kaygılananları, parti içinde tartışmaya
sürüklemişti... Bir ayrışma olmuştu.
DahasıDavutoğlu da RTE’den ayrı kendisine ait
bir özgürlük alanı ve yönetim tarzı kurma girişimlerinde
bulunmuştu.. RTE yanlıları ve AKP’yi kurumsal olarak yeniden inşa
etmek isteyenler oluşmuştu...
Bu durum beşinci parti tartışmalarına yol
açtı. Abdullah Gül, her zamanki gibi
ihtiyatlı hareket etmiş ve sonuç beklemişti. Yani, 1 Kasım
seçimlerinin, 7 Haziran seçim sonuçlarını teyit
etmesini...
Eğer 7 Haziran’a benzer bir sonuç çıksaydı, RTE iktidarı paylaşmak
zorunda kalacaktı. Parti içi muhalefet kendisine bağımsız bir
iktidar alanı yaratmış olacaktı. Cumhurbaşkanı bir koalisyon,
sonunda kendisine ve ailesine dokunan sonuçlar da üretebileceğini
biliyordu.
Ama öncelikle, tek
adamlığını kaybedemezdi.