Kimse Ukrayna liderinin yerinde olmak istemez. Bir “ölümcül ikilem” arasında, “Seni NATO’ya alacağım” vaatleriyle oyalandı, Rusya işgali karşısında da yalnız kaldı. NATO’yu bir şekilde fiilen “savaşa katmak” için gösterdiği çabaların karşılığı yok.
ABD ve Avrupa bir şekilde savaşa dahil olmaları halinde doğrudan Rusya ile savaş olasılığı içine gireceklerini, bunun bölgesel savaştan kıtasal savaşa, giderek dünya savaşına ve hatta nükleer savaşa kadar uzanan zincirleme gelişmelere yol açacağını düşünüyorlar. Herkes de aynı kanaatte.
SERMAYE, SAVAŞA HAZIR MI?
Dünyanın sonu olur. ABD ve Avrupa’nın refah ve kazanımları,
zenginlikleri güme gider. Dünya büyük bir yıkımın ve yoksulluğun
içine yuvarlanır. Kim bilir neler çıkar bu büyük
kaostan...
Henüz kapitalizmin, sermayenin “Tıkandık öldük bittik, para kazanamıyoruz, kendimizi yenileyemiyoruz, sömürülecek başka yer de kalmadı, zaten Çin bizi yutuyor, başka çare yok, batsın bu dünya, belki büyük bir savaşla büyük bir yıkımda, küllerimizden yeniden doğarız...” düşüncesi ortalıkta gezinmiyor.
Bu yıkım düşüncesi, kapitalizme - emperyalizme yöneltilen teorik bir davranış kalıbıdır. Ortodoks Marksistlerin sepetinde durur. Fakat tarihsel süreç çok farklı gelişebilir. Marksistlerin “determinist” görüşü ile kapitalizmin ve uygarlık gelişmesinin açıklanamayacağını, yenilenmenin pek çok biçimi, yolu yordamı olabileceğini düşünüyorum, tarih böyle diyor şimdilik.
Ama dünya savaşı şüphesiz ki olasılık dışı değil.
Bugünkü sistem, büyük savaş olmadan kendini evrim nehrinin kollarına da bırakabilir, hegemonya yer - merkez - alan - isim değiştirebilir. Kapitalist emperyalist sistem ama “savaş çıkarırım” pozisyonunu öyle kolay terk etmeyecektir.
Önümüzdeki 10 - 20 yılda düğümler çözülecektir.
Nasıl çözüleceğini görmek isterim ki kendi kişisel tarihimde Büyük Tarih’in yazımının bu bölümü tamamlansın!!!