Hukuksuzluk devlet ve siyaset eliyle iki tık yukarı
tırmandırıldı ve fiili saldırı aşamasına geçildi. Saldırganların
sevilmesine, ödüllendirilmesine başlandı.
Muhalefet liderine insan artıklarının yaptığı saldırıyı
ödüllendirdiniz.
Kılıçdaroğlu’na yapılan katliama yönelik saldırıyı
yapan ilkel güruhun hepsini serbest bıraktınız, yakın yakın diye
bağıran akıl ve mantık yoksunlarını korudunuz. Saldırının
başlarından birini eli öpülesi insan yaptınız.
Söz konusu kişi muhalefet lideriydi: Kılınız kıpırdamadı. Tersine,
sesiniz saldırganları cesaretlendirici oldu. İktidarın en azından
kayıtsız kaldığı, ama yarattığınız parçalanmışlık ortamından
beslediğiniz saldırılar hiç hoş karşılanmaz, atılan taş atana geri
döner. ‘Vurun, öldürün’
Derken, gazeteci ve araştırmacı, Yeni Çağ gazetesi
yazarı meslektaşımız Yavuz Selim Demirağ alçakça
saldırıya uğradı. Vurun, öldürün bağırışları altında taşlı sopalı
saldırıdan nasıl sağ çıktı bilinmez. Saldıranları biliyordunuz,
hepsini aldınız ve sonra serbest bıraktınız. Meclis araştırması
isteklerine de hayır dediniz..