Varlığını ve siyasetteki geleceğini PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri ile yaptıkları iş birliğine endeksleyenler, HDP’nin kapatılmasının gündeme gelmesi ile birlikte bildik bir tartışmayı yeniden gündeme getirdiler. Siyasi parti kapatılması doğru değilmiş, bu o partiye oy veren seçmeni cezalandırmakmış. Ayrıca bu partiler geçmişteki örneklerde de olduğu gibi başka isimlerle yoluna devam ettikleri için kapatma bir işe yaramıyormuş.
ANAYASA’NIN TEMEL İLKELERİNE BAĞLILIK ŞART
Anayasa’da yer alan temel ilkeler çerçevesinde kalmak şartıyla, her siyasi partinin faaliyet sürdürmesi esastır. Siyasi partilerin kapatılarak cezalandırılması yerine, Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı hareket eden parti yöneticisi ve üyelerinin sorumlu tutularak cezalandırılması doğru ve yerinde bir tercihtir. Siyasi partilerin kapatılması hâlinde bu partilere oy veren seçmenler ve bu konuda sorumluluğu olmayan parti yöneticileri ve teşkilatların da cezalandırılmış olacağına da katılıyoruz. Bu durumda bir partinin hükmü şahsiyeti, Anayasa ve kanunlara bağlı hareket eden üyeleri, yöneticileri ve teşkilatlarının ayrı tutulması gerektiği ortadadır. Kapatmayı gerektirecek fiillerin sahipleri ise kanunlar önünde hesap vermelidirler.
HDP PARTİ DEĞİL, TERÖRÜN BİZZAT KENDİSİ
Bütün bunlar tamam da, bir parti bütün unsurları ile terör örgütünün şubesi hâline gelmişse, genel başkanından milletvekillerine, teşkilatlarından üyelerine kadar istisnasız bütün varlığı ile terörün odağı olmuşsa, bu çok farklı bir durumdur ve artık bu ölçülerin dışına çıkılmıştır. Bugün artık herkes çok iyi biliyor ki, HDP bir siyasi parti değil, bizzat terörün ta kendisidir. Bütün unsurları ile teröre hizmet etmekte ve PKK’nın yönetim kadrolarından aldığı talimatları yerine getirmektedir. Bunu ispatlayan sayısız bilgi ve belge olduğu gibi, zaten parti yöneticileri de defalarca itiraf etmişlerdir. Sırtlarını PKK terör örgütüne dayadıklarını söylemişlerdir. PKK terör örgütüne adam toplayan bir parti olabilir mi? Dünyada bunun örneği olabilecek bir ülke bulunmadığı gibi, evrensel hukukun ve yerleşmiş demokrasilerin de bunu kabul etmesi asla mümkün değildir. Dolayısı ile HDP’nin kapatılması hem hukukun, hem demokrasinin, hem huzur ve güvenliğin, hem de geleceğimizin teminatı açısından şarttır ve bunun için geçerli ve yeterli sebep fazlasıyla mevcuttur. Başka hiçbir şey olmasa dahi, sadece Esenyurt ilçe binasından çıkanlar bu partinin kapatılması için yeterli gerekçeyi oluşturmaktadır.
PKK-HDP’NİN, DEAŞ VE FETÖ’DEN NE FARKI VAR?