Bir vizyonları, ufukları, iddiaları, inandırıcılıkları zaten yok. Suya yazı yazıyor, duruma göre vaziyet alıyor, gürültü çıkararak, Türk milletinin sinir uçlarıyla oynayarak gündemde kalmaya çalışıyorlar. Ülkenin sorunlarıyla ilgili veya gelecek hedeflerine yönelik ne bir şey söylediklerini duyan olmuştur, ne de böyle bir dertleri var. Belli ezberleri tekrarlıyor, yancıları ile birlikte yalanın zirvelerinde dolaşıyor, fitneye bel bağlıyorlar. Bu hâlleriyle hiçbir zaman iktidar bulamayacaklarının farkındalar. Onlar da millet iradesini çoktan bir kenara bıraktılar, iktidarı Biden’ın kirli ve kanlı planlarında, Soros’un sokak kalleşliklerinde, renkli müdahalelerinde arıyorlar. Buna bir de darbeleri ve her türlü olağanüstülüğü eklemek gerekiyor ama artık oradan kendilerine bir ekmek çıkmayacağını gördüler ve ümidi kestiler.
İÇLERİNDEKİLER DE RAHATSIZ
Zilleti oluşturan partilerin hiçbirinin iradesi kendi elinde değildir. HDP doğrudan Kandil katillerinin emrindedir. HDP’nin büyük ortağı CHP kökünden, bağlamından, varlık sebebinden koparılmış ve bir operasyon partisine dönüştürülmüştür. Kelimenin tam anlamıyla yukarıda yaptığımız tanıma uygun şekilde, Türk milletinden değil asıl sahiplerinden iktidar beklemektedir. HDP’nin mini ortağı İP’in nasıl ortaya çıktığı, sonra da kime ve neye hizmet ettiği herkesin malumudur. Bu garabeti bu partilerin kendi içlerindekiler de fark ediyor. Bizim bildiğimizi, gördüğümüzü onlar da görüyor. Uyarıyorlar, çekidüzen vermeye, partilerini adam gibi siyaset yapma yoluna sokmaya uğraşıyorlar ama nafile. Bu hazin duruma uyum sağlayanlar kalıyor, itiraz edenler teker teker yollarını ayırıyor. CHP’nin de, İP’in de nasıl hızla eridiğini içlerinden yeni partiler çıktığını bütün Türk milleti ibretle izliyor.
AYDIN GEÇİNİR, KARANLIKTA SAKLANIRLAR
Bir de bunların akıl hocaları, şakşakçıları ve yönlendiricileri var. Koskoca Türkiye’de sayıları bellidir ama gürültüleri herkesten çok çıkar. Zaman zaman ısmarlama metinleri imzalar, demokrasi nutukları atarlar. Özgürlük masalları anlatır, ne olduğu, kimi kastettiği, kime yaradığı belli olmayan insan hakları hikâyeleriyle gündeme gelirler. Aydın geçinir, karanlıkta saklanırlar. Akademisyen, gazeteci sıfatları taşırlar ama ülke gerçeklerinden kopukturlar ve kendilerinden başkasına bir faydaları dokunmaz. Dünyaları ayrı, beklentileri çok farklıdır. Türk milletine tepeden bakar, kendilerinin özel olduğunu zannederler. Türkiye’nin hak ve menfaatleri söz konusu olduğunda ya ortadan kaybolurlar veya karşı cephede yerlerini ayırtırlar. PKK terörüne, FETÖ ihanetine bir kelime ettikleri duyulmamıştır ama her fırsatta devleti hedefe koyar, Türk milletinin iradesi ile alay ederler.
KIVRANIP DURUYORLAR