Siyaset doğal olarak İP’in kaçınılmaz akıbetinin öne çıkmasına odaklandı. Bizim için çok da yeni ve farklı bir şey yok. Bildiğimiz, söylediğimiz, yazdığımız ve beklediğimiz gelişmeler yaşanıyor. Hatta bunlar daha bir başlangıç ve daha neler duyacağımızı, neler göreceğimizi az çok tahmin edebiliyoruz.
ZATEN KENDİLERİ SÖYLEMİŞLERDİ
İP zaten bir parti olarak değil, bir proje olarak kurulmuş ve sahaya sürülmüştür. Kimin projesi olduğunu, ne işe yarayacağını, nerelere hangi hizmetlerde bulunacağını bizzat kendileri söylediler. Bu projede öncelikli amaç MHP’yi ele geçirmekti. Bugün İP’in ana gövdesini oluşturanların bunu başarabilmek için neler yaptıkları, Türk milletinin özellikle de Türk milliyetçileri ve Ülkücülerin hafızalarından hiçbir zaman çıkmayacaktır. MHP dualı bir partidir, Türk milletinin kalesidir ve çok şükür bu kaleyi yıkmaya güçleri yetmedi. Sonrası malum, birbirleri hakkında gerek kapalı kapılar arkasında, gerek medya önünde söylediklerini bırakmayanlar, hiçbir şey olmamış gibi bir araya gelip parti kurdular. Şu işe bakınız ki, MHP’deyken Koray Aydın’dan Ümit Özdağ’a, Musavvat Dervişoğlu’ndan Meral Akşener’e kadar tek çıkış yolunun kendisi olduğunu söyleyip bayrak açanlar, bir anda bütün iddialarından ve hesaplarından vazgeçtiler. Doğal olarak, bunları bir araya getirenin kim ve ne olduğunu hep sorduk.