Koronavirüs salgını ile tanışmamızın üzerinden 13 ay gibi bir zaman geçti. Salgını en az hasarla atlatabilmek için ilk günden itibaren işi sıkı tuttuk. Yapılması gereken ne varsa yaptık, alınacak her tedbiri aldık ve uyguladık. Bu süre içinde hiçbir şeyin eksikliğini yaşamadık. Kasıtlı yayınlar ve değerlendirmeler yapıldı ve buna bağlı olarak zaman zaman küçük çaplı panikler oluştu ancak bunlar her zaman boşa çıkarıldı. Herkes kısa zaman içinde devlete güvenilmesi gerektiğini, alınan tedbirlere uyulmasının önemini gördü ve anladı.
AŞI OLSAK DA TEDBİR ŞART
Dünyada bu salgından olumsuz etkilenmeyen hiçbir ülke yoktur. Birçok yerde bu etkinin yıkıcı sonuçları da oldu. Elbette bizde de olumsuzluklar yaşandı. Ekonomimiz, sosyal hayatımız farklı gelişmelere sahne oldu ancak hiçbir zaman kontrol kaybedilmedi. Artık çok iyi biliyoruz ki, bu beladan kurtulmanın yolu, kurallara olabildiğince titiz şekilde riayet etmekten geçiyor. Maske, mesafe ve temizlik ne kadar önemsenir, ne kadar uygulanırsa sonuç almak da o kadar hızlı ve kolay oluyor. Ne yazık ki, bu konuda tam bir uyum ve başarı sağladığımızı söylemek imkânsızdır. Bu uyumu yakalamak aynı zamanda, en gelişmişinden en uzak olanına kadar bütün dünyanın meselesidir. Fakat başka bir çare de yok. Aşı büyük bir ümit ancak tedbiri elden bırakamayız. Nitekim, aşı konusunda dünyada en hızlı hareket eden ülkelerden biriyiz. Bir taraftan üretici ülkelerle bağlantıya geçerek aşı getirdik, diğer taraftan kendi aşımızı üretmek için seferber olduk. Şu anda da nüfusuna oranla aşılamada en hızlı olan ülkeler arasında ilk sıralardayız.
HER ŞEY İNSANDA BİTİYOR
Virüsün mutasyon geçirerek daha hızlı bulaşır bir hâl alması, bütün hesapları altüst etti. Ne yazık ki, mutasyonlu virüsün ağır sonuçları ile karşı karşıyayız. Beklenmedik ve hiç istemediğimiz şekilde vaka sayıları tırmandı. Buna ister “üçüncü pik” denilsin, ister başka bir şekilde izah edilsin, sıkıntılı bir durum yaşıyoruz. Bunu aşmak yine bizim elimizde. Eski kurallar, yeni virüs tipi için de geçerli, hatta daha çok geçerli. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, canla başla çalışıyor ve çok çarpıcı açıklamalar yaparak hem uyarılarda bulunuyor, hem bilgilendiriyor. Bahar aylarının gelmesi ile birlikte hareketliliğimiz oldukça yükseldi. Bir yılın yorgunluğu ve yılgınlığı da var. Ancak sabretmekten başka çaremiz yok. Sayın Bakan’ın da önemle ve ısrarla belirttiği gibi, öncelikle yakın temasın ve hareketliliğin azaltılması gerekiyor. Hiçbir şekilde gevşeyemeyiz. Bütün uzmanlar bu mutantın çok daha kısa sürede, çok yoğun bulaşabildiğini söylüyor. Ev içi bulaşmaların çok arttığı tespitleri yapılıyor. Böyle devam edemeyiz. Devletimiz yeni tedbirler için kılı kırk yarıyor. Bugün yeni açıklamalar yapılması bekleniyor. Yeni tedbirlerin gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Ancak her şeyden önce vatandaş olarak bizim üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor. Hangi tedbir alınırsa alınsın uygulayacak olan bizleriz ve her şey insanda bitiyor.
RAMAZAN AYI BİR FIRSAT