Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması ile başlatılan eylemlerin bir tesadüf olmadığı, bu ülke ve Türk milleti ile problemi bulunanların yaptıkları kirli planlar için bahane olarak kullanıldığı, her gün yeni bir gelişme ile daha da net olarak ortaya çıkıyor. İçeride ve dışarıda ne kadar vatan-millet düşmanı varsa alayı birden harekete geçmiştir. Bunu bir siyasi değerlendirme olarak söylemiyorum, kurduğum cümle tamamen ispatlıdır. Sahaya inenlerin, gürültü çıkaranların, terör estirenlerin, paylaşım yapanların, bu mesele üzerinden Türkiye’yi hedefe koyanların kimler olduğuna bakın, zaten her şeyi net olarak göreceksiniz.
DAHA NE OLMASI GEREKİYOR?
Yine söylüyorum ve altını kalın olarak çiziyorum. Hiç kimse aklımızla alay etmesin, bize demokrasi, hukuk, özgürlük gibi kavramlar üzerinden açık ihaneti yutturmaya kalkışmasın. “Öğrenciler protesto haklarını kullanıyorlar, ne var bunda?” gibi masum cümleler kurup, bilerek veya bilmeyerek meseleyi başka yerlere çekerek asıl maksadı gizlemeye çalışmasın. Devletin güvenlik birimlerinin açıklamaları her şeyi net olarak ortaya koyuyor. Gerek Boğaziçi Üniversitesi içinde, gerek bu bahane ile başka yerlerde yapılan gösterilere katılanların çok büyük bölümünün, başta FETÖ ve PKK olmak üzere, bütün terör örgütlerinin, sapkın oluşumların elemanları olmasını kim, nasıl izah edecek? Bütün teröristler, bütün hainler, bütün vatan-millet düşmanları aynı yerde buluşarak, aynı yerde toplaşarak ne yapmak istiyorlar? Bunların bu ülke ve millet için doğru, hayırlı, faydalı bir şey yapabilmesi mümkün müdür? Kadıköy İskele Meydanı’nda yasa dışı eylem yapan 65 şüpheli gözaltına alınmıştır ve bunlardan 58’inin farklı silahlı terör örgütleriyle iltisaklı, irtibatlı olduğu belirlenmiştir. HDP denilen terör partisi yol kapatıp, devlete kafa tutma teşebbüsünde bulunmuştur. Daha ne olması gerekiyor? Bu durumun öğrencilerin protesto hakkını kullanması ile izahını yapamaya kalkışan her kim olursa olsun, suç ortağıdır.
KENDİLERİ DE TÜRKİYE’NİN EVLADI OLMAYI KABUL ETMEZ
Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakılıyormuş, dolayısı ile bunlara terör örgütleri ile iltisaklı ve irtibatlı demek haksızlıkmış ve öğrencileri karalamakmış. Her şeyden önce gözaltına alınanların neredeyse yüzde 90’ı Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi değil, bir kısmı hiç öğrenci değil. İkincisi, bu ülkede ne yazık ki, terör örgütlerinin elemanları milletvekili, belediye başkanı bile olabiliyorlar. Kanunların boşluğunu, demokrasinin imkânlarını, hukukun labirentlerini en iyi terör örgütlerinin kullandığını bilmeyen mi var? Bu durum bir eksiklik olsa da, terörist teröristtir. Bunların Türkiye’nin evlatları olmaları mümkün değildir. Zaten yüzlerine böyle bir şey söyleseniz, çok büyük ihtimalle kendileri de buna itiraz eder, Türkiye’nin evladı olmadıklarını söylerler. Dolayısı ile Kemal Kılıçdaroğlu ve yancılarının bunlara sahip çıkmaya çalışması varlık sebeplerine uygun olsa da, nasıl bir zillete düştüklerini gizlemeye yetmez.
TWITTER GERÇEKLERDEN RAHATSIZ OLDU