Yeni bir anayasa veya anayasa değişikliği Türkiye’nin hiç değişmeyen gündemidir. 35 yıldır siyaset takip ediyorum ve bu tartışmanın olmadığı hiçbir dönemi hatırlamıyorum. Anayasa defalarca değişti. Hatta ilk “4 madde haricinde değişmeyen maddesi kalmadı” desek, daha doğru olur. Ancak, geneli itibarı ile bakıldığında mevcut Anayasa olağanüstü şartlarda hazırlanmıştır ve bunun gölgesini kaldırmak bir türlü mümkün olmuyor. Diğer taraftan Türkiye gelişen, değişen, ilerleyen bir ülke olduğu için ihtiyaçları bitmiyor. Ayrıca yeni bir sisteme geçilmiştir ve Anayasa’nın da buna uygun olması kaçınılmazdır. Lokal değişiklikler yerine, en baştan yeni bir anayasa yapmanın daha doğru olacağı muhakkaktır. Nitekim, daha önce bunun için birkaç defa teşebbüse de geçilmiştir. Ancak, yeni anayasa ile kastedilenler, farklı beklentiler ve siyasi hesaplar öne çıkınca, bir türlü sonuca ulaşılamamıştır. Özellikle CHP ve yancılarının tutarsız, ikiyüzlü tavrının yanında Anayasa’ya ülkenin varlığını, bölünmez bütünlüğünü, üniter yapıyı, milli devleti zedeleyecek maddeler sokuşturma gayretinin ağır bastığını gördük.
YENİ HEDEF
Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklaması ile anayasa konusu yeniden gündeme girdi. Aslına bakarsanız, reform paketlerinin hazırlandığı açıklamalarına bağlı olarak zaten gündemdeydi, şimdi adı konulmuş oldu. Yapılan açıklamada bu duruma özellikle dikkat çekiliyor. "Reform dinamik bir süreci ifade ediyor. Dünyanın ve Türkiye’nin değişim şartlarına, milletimizin ihtiyaçlarına göre yeni reform gündemlerini oluşturmak bizim vazifemizdir. Şimdi bu taslakları hem kendi içimizdeki kurullarımız ve Cumhur İttifakı ortağımızla değerlendirerek inşallah bir noktaya getireceğiz. Cumhur İttifakı olarak bir anlayış birliğine varmamız hâlinde, önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” denilerek de, bir hedef konuluyor.
MİLLİ VE TARİHSEL HAKLAR MUHAFAZA EDİLMELİ
Sayın Devlet Bahçeli’den de bu açıklamayı tamamlayan ve hatta bize göre daha da ileri götürüp şekillendiren bir değerlendirme geldi. “Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihindeki en önemli reformu yeni yönetim sistemi ise diğerinin yeni anayasa olması tarihe ve millete boyun borcumuz olarak değerlendirilmelidir” denilen açıklamada, yeni anayasadan beklentiler şöyle sıralanıyor: “Yeni anayasayla birlikte; düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlam esaslara bağlanması, milli birlik ve kardeşlik bağlarının sürdürülebilir ve süreklilik arz eden demokratik kriterlerle bağıtlanması, devlet ve millet arasındaki karşılıklı sorumlulukların sarih bir şekilde bağdaştırılması, yeni yönetim sistemiyle örtüşen devlet yapısının bağlayıcılığı ve hukuk mevzuatındaki gerekli düzenlemelerin yapılması mutlak surette ve öncelikle ele alınmalıdır. Anayasa’nın ana fikrini teşkil eden Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü, üniter siyasi yapısı ile dilinin Türkçe olduğu ilkesi farklı yorumlara açık olmayan ve herkesi bağlayan kuruluş ilkeleridir. Ve böyle kalmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek dil esasına dayalı milli ve üniter bir devlettir. Yeni anayasa, bu vesileyle tekrarladığımız milli ve tarihsel haklarımızı muhafaza etmelidir.”
CUMHUR İTTİFAKI SAMİMİYETİNİ ORTAYA KOYDU