Suriye’de Baas rejimine karşı halk ayaklanması başladığında, Kürtler bu ayaklanmayı desteklemekle kalmadılar, sokaklara dökülüp kitlesel gösteriler yaptılar ve halk ayaklanmasının en güçlü dinamiği olduklarını ortaya koydular.
Esat, muhalefeti parçalama siyasetine Kürtler’den başladı. Celal Talabani’yi Şam’a davet etti. Geçmiş yılların hatırına, Talabani’yi geçmişte desteklemiş olmasının bir bedeli olarak, yardımcı olmasını istedi. Talabani Esat ve PYD arasında arabuluculuk yaptı. PYD ve Esat’ın bir generalini Selahattin’de buluşturdu. Kürt tarafını Murat Karayılan, PYD’yi ise Salih Müslim temsil ediyordu.
Esat, ayaklanmaya destek vermemeleri karşısında bugün Rojava diye anılan bölgeyi PYD’ye teslim etmeyi teklif etti. Kürt tarafı teklifi kabul etti. Bu anlaşmaya karşı çıkan Kürtler ya öldürüldüler ya da bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar. Esat ve PYD arasındaki ilişkiler daha da gelişti, o kadar ki Türk ordusu Eşme’ye girdiğinde, Şam, PYD’yi milli çıkarlara uygun davranmamakla suçladı. Çünkü PYD’yi Şam yönetimi, rejimle hareket eden ‘milli bir güç’ olarak görüyordu ve hala da durum budur. Suriye Baası, iktidarını korumak için, daha düne kadar inkar ettiği, yok saydığı, mülkiyet hakkını bile tanımadığı bir halkla işbirliği yapmaktan çekinmedi. Suriyer’nin üniter birliği bizzat Esat’ın eliyle parçalanmış oldu.