Körleşme, Kitle ve İktidar gibi ölümsüz eserlere imza atmış olan Elias Canetti, süren savaşlar nedeniyle, Batılıların Mezopotamya’yı son iki yüzyıldır unuttuğunu düşünüyor ve Mezopotamya’nın sahip olduğu uygarlıkların yeniden keşfedileceği bir yüzyılın hayaliyle yaşıyordu.
Canetti, artık yaşamıyor. Ama ardında bıraktığı eserler, dünyanın dört bir yanında okunmaya devam ediyor.
Canetti’nin umut ettiğinin aksine, yaşamakta olduğumuz yüzyıl, Batılılar’ın Mezopotamya’yı yeniden keşfedeceği bir yüzyıl olmayacak, bu artık aşikar. Olmayacak ama, hep söylenegeldiği gibi, bu yüzyıl da öyle görülüyor ki, ‘milada dönüşün’ yüzyılı olacak:
Birinci paylaşım savaşı kesildiği ve kaldığı yerden, ‘vekalet savaşları’ üzerinden devam edecek. Ortadoğu’da sınırlar yeniden çizilecek. Mezopotamya’nın ve Ortadoğu’nun muktedirleri, yeniden belirlenecek. İyimser bir tahminle ortak milli kimlikler yeniden inşa edilecek. Ama belki de kendi içlerinde yeni yeni bölünmelere uğrayıp ayrışacak..
Irak ve Suriye’de olduğu gibi, bizim şu ‘hendek siyaseti’ nedeniyle yaşadığımız toplumsal bölünme gibi.
Hendek siyaseti, yeni göçlere yol açtı. Giden gidiyor, kalan kalıyor.
Hendek ve siperlerin kazıldığı çatışmaların can almaya devam ettiği ilçelerde, tarihi miras adına korunması gereken ne varsa, yakılıp yıkılıyor, her biri birkaç binlik tarihe sahip o güzelim ilçelerde, insanlık mirası eserler göz göre birer harabeye dönüşüyor.