Tezkere’nin Meclis’te görüşüleceği Perşembe günü geldi haber. Mardin-Dargeçit’te PKK yola mayın döşemiş ve dört polisi şehit etmişti. PKK militanları, okul inşaatına gidiyorlar önce ve işçilere eşyalarını toplamalarını, çekip gitmelerini istiyorlar. İşçiler isteklerine uyuyor ve inşaat alanından ayrılıp gidiyorlar. Güvenlik güçlerine, haber vermeden tabi. Başlarının belaya girmesinden korktukları için muhtemelen, PKK’lıların gece şantiyeye geldiklerini karakola bildirmiyorlar. PKK’lılar okulu yakmak için sabahı bekliyorlar ve sabah erken saatlerde okulu yakıyorlar. Sonra da okulun yakıldığı haberi geliyor. Bunun üzerine okuldaki yangını söndürmek için üç polis komiserleriyle birlikte sabah 7 civarında yola çıkıyorlar. O sırada, PKK’lılar yola döşedikleri mayını, patlatıyorlar ve dört polis feci şekilde can veriyor.
Katliamın gerçekleştiği o gün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’la beraber cenaze törenine katılmak için Meclis’ten ayrılıp Mardin’e gittik.
Halk meydanı doldurmuştu. Şehit polislerin aileleri, mesai arkadaşları, travma yaşayan, ayakta zor duran analar, kadınlar ve çocuklar bir aradaydılar.. Yaşasalardı, o gün mesai bitiminde evlerine gelecek, bir akşam yemeğinde sofraya eşleri ve çocuklarıyla beraber oturacak, çocuklarını sarıp sarmalayacak, öpüp koklayacaklardı. Ama olmadı. Hain bir pusuda can verdiler. Yürek yakan ağıtların, feryatların eşliğinde memleketlerine gönderildiler. Urfa, Diyarbakır, Konya ve Osmaniye’ye yollandı o tabutlar.