Biraz geriye dönüp bakacak olursak, medyanın bu soruya genellikle olumlu cevaplar verdiğini söyleyebiliriz.
Ama gel gör ki, HDP’nin üstüne inşa edildiği gerçek siyasi zemininin özgünlükleri hesaba katılmadan yürütülen basit bir muhakeme tarzı, bugün hem HDP’yi hem HDP’ye bu stratejiyi dayatanları kara kara düşündürüyor.
Ya baraj aşılamazsa?
Dünyanın sonu olmaz deniliyordu, ama şimdi baraj aşılamazsa, iç savaş çıkar söylemlerinden geçilmiyor.
Başlangıçta, basit bir muhakeme yürütüldü. AK Parti ve Erdoğan’ın Başkanlığını durduracak yegane gücün HDP olduğu söylentisi, birkaç gün içinde bir şehir efsanesi olmaktan çıktı, medyada çok sayıda köşe yazarının altına imza attığı bir ‘ortak stratejiye’ dönüştü. HDP ise, bayram değil seyran değil , bu öpücüklerin sebebi nedir, diye sorgulamadan kendisine biçilen bu rolü ‘hakkıyla ‘ oynamaya çalıştı, ve durum hala bu minvalde devam ediyor.
Bugünlerde ise, HDP’nin baraj diye bir sorununun olmadığının yazılıp çizildiği günler, ne yazık ki, yerini derin bir endişeye terk etmiş gibi görünüyor.
HDP liderlerine daha şimdiden, barajı aşamazlarsa ne yapacakları sorusu sorulmaya başlandı bile.