Güneydoğu’da seçim sonrası en çok merak edilen konulardan biri, çözüm sürecinin geleceğidir. Hemen her yerde insanlar soruyorlar: Çözüm süreci ne olacak?
Bilindiği gibi, Haziran seçimlerinde, AK Parti, aslında çözüm sürecinin bedelini ödedi ve iktidarını kaybetti. 1 Kasım seçimlerinde AK Parti, MHP ve HDP’ye kaptırdığı oylarını geri aldı ve Haziran seçimlerinde sandık başına gitmeyen AK Partililer 1 Kasım’da sandık başına gitti, oyunu AK Parti için kullandı.
Peki şimdi çözüm süreci ne olacak?
Soruya makul ve gerçekçi bir cevap bulmak için, çözüm sürecinde nerede kalmıştık, sorusuna cevap vermek gerekiyor.
Öcalan, Haziran seçimleri öncesinde, PKK’dan en geç bahar aylarında toplanacak bir silahsızlanma kongresi için hazırlık yapmasını istemişti. Ama bu isteği karşılıksız kaldı. Öcalan’ın isteğinin karşılıksız kalmasının uluslararası ve PKK’yı bağlayan sebepleri var.
Bu yüzden, seçimler öncesinde, PKK’nın bir silahsızlanma kongresi toplaması imkansızdı. Böyle bir gelişme, PKK’yla işbirliği içinde olan başta Suriye rejimi olmak üzere, uluslararası aktörlerin kabul edeceği bir gelişme olmazdı. Batılılar ve bölgesel aktörler, PKK’yı destekliyorlar. Ama bu destek, örgüt Suriye’de PYD aracılığıyla IŞİD’e karşı verdiği mücadelenin hatırına sağlanan bir destek değil.
Batı’nın ve Ortadoğu’daki bölgesel aktörlerin, PKK’ya verdiği desteğin hedefinde asıl olarak Türkiye var.
PKK üzerinden Türkiye’yi pasifize etmek, şiddetin ve terörün esir aldığı bir ülke haline getirmek, PKK’ya sunulan desteğin asıl sebebidir.
O halde PKK’nın silahsızlandırılması, ulusal çapta değil, uluslararası çapta bir hadisedir ve uluslararası güçlerin isteyeceği herhalde en son şey budur.