Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki sorgucularından Hasan Atilla Uğur’un kaleme aldığı kitabında, sorgu safhasıyla ilgili ilginç bir bölüm vardır. Uğur’un anlattığına göre, gündüz sorgu mesaisi bitmiş Öcalan hücresine konulmuştur. Ama gece nöbetçi askerlerden birini çağıran Öcalan, Hasan Atilla Uğur’la görüşmek istediğini söyler, asker Öcalan’ın görüşme isteğini Uğur’a iletir. Sorgulanan ve sorgucu arasında o gece ilginç bir görüşme gerçekleşir. Öcalan, Uğur’u şaşırtan ilginç bir teklifte bulunur:
Erbil’de beslenip büyütülen Kürt Milliyetçiliği gelip Türkiye’yi vurmadan, gelin Erbil’i birlikte ele geçirelim!
Öcalan bu düşüncelerini H. Atilla Uğur’la paylaşır ve Erbil’i ele geçirmek için orduya işbirliği teklifinde bulunur:
‘Amerika’nın bütün meselesi Barzani ve Talabani’yi devlet haline getirmektir. Asıl prensleri Barzani’dir, aynı İsrail’in prensi olduğu gibi. Talabani ve Barzani maşadır. Şimdi benim durumumdan sonra Amerika’nın en büyük yatırımı bunlara olacak ve Türkiye için tehdit bana göre daha da büyüyecektir. Bunların oyunlarını boşa çıkarmak için ben hizmete hazırım, örgütü sizin uygun göreceğiniz şekilde bunların üstüne yöneltebilirim.’
Hasan Atilla Uğur bu teklif karşısında şaşırır ve Öcalan’a, bu teklifi değerlendirmenin kendisini aştığını söyler.