Devlet yüzyıl boyunca “inkar hakkını” kullanırken yanındaydınız, dağa çıkanın da, isyan edenin de başı kesilir diyordunuz. İstiklal mahkemeleri, takrir-i sükun, Dersim, Sivas toplama kampı, sıkı yönetim mahkemeleri, Diyarbakır Cezaevi, faili meçhuller, JİTEM’in cellatları hepsi ama hepsi sizin eserinizdir.
Kürt halkının kendi hakları için mücadelesinin önüne hep engeller koydunuz. 70’li 80’li yıllarda demokratik mecrasında giden bir siyasi hareketi yolundan saptırıp şiddetle buluşturdunuz.
Şiddet yolunu seçenleri de kendi hallerine bırakmadınız tabi. Bekaalara taşınıp durdunuz. Sizin karanlık planlarınızın sonucu, bu hareketin lideri ile, bu hareketin kurumları şimdi bambaşka tellerden çalıyor. Öcalan’ın yaptığı bütün çağrılar sizin algı operasyonlarınız nedeni ile boşa çıktı. Öyle bir oyun kurguladınız ki HDP’yi kendi gerçek zemininden uzaklaştırıp Cihangir ve Nişantaşı’nın beyaz odalarına hapsettiniz.
***
Ama öyle görülüyor ki gidişattan pek memnun değilsiniz.
Kürtler gerçeği bütün çıplaklığı ile görüyor, bu HDP onların HDP’si değil artık, HDP’yi kendinize benzetmeyi başardınız!
İçinizden bir hatun, geçenlerde “Nişantaşı, Cihangir tamam ama islamcı Kürtleri ikna etmek lazım” deyip, HDP’nin vitrinine koyduğunuz İslamcıları göreve çağırıyordu.
İyi de, bu İslamcılar Kürtlere ne anlatacak, anlatacak ne kaldı?