Haziran seçimleri öyle görülüyor ki, ‘makbul Türkler’le makbul Kürtler’in AK Parti’ye karşı, son bir siyasi şans olarak kucaklaşmayı denediği bir seçim olacak.
Bu kucaklaşmanın, bir siyasi tasarı olarak hesaplanıp hayata geçirildiğinden hiç şüphe yok.
Dolayısıyla şu bir gerçek ki, HDP’nin seçimlere partiyle girmesi, Kürt sorunu ve çözüm sürecinin bir ihtiyacı olarak değil, iktidarı kaybetmiş ‘Makbul Türkler ‘in’, bir ihtiyacı olarak kurgulandı.
Türkiye’nin ‘Makbul Vatandaşı’ olan beyaz Türkler, iktidarlarını kaybettiler.
***
CHP’nin bir arpa boyu mesafe kat edemez hale gelmesi, teşebbüsün ötesine geçemeyen darbe girişimleri, Gezi, 17-25 Aralık, mezhep kışkırtıcılığı ve tabi ki PKK’nin yeniden silahlı mücadele alanına çekilmesi.. Bütün bunlar denendi ve hiçbir sonuç alınamadı.
Haziran seçimlerinde yeni bir şey deneniyor. Mahiyeti ve yaratabileceği sonuçlar üzerine bir kaç şey söylemek lazım:
Doğu’da, savaş mağdurlarının siyasi hafızası, daha doğrusu hala devam eden yas ve acıdan ibaret mağduriyetler üzerinden sürdürülen politika, bugün artık kendi ‘makbul Kürd’ünü yaratmış görünüyor.
Kürtler’in yoğun olarak yaşadıkları şehirlerde, 1999’dan bu yana yerelde iktidar olmak, meyvelerini vermeye başladı, yeni bir sosyoloji ve yeni bir sınıfsal ayrışma ve bu ayrışmanın gerekli kıldığı siyasi tercihler, bugün HDP’nin yol haritasını belirleyen gerekçeler haline geldi.