PKK’nın kuruluş tarihi, amaçları, niteliği, sınıfsal karakteri, dünü ve bugünü üstüne çok şey söylendi, çok tartışmalar yapıldı.
Solcular, liberaller, muhafazakarlar, milliyetçiler, Türk ve Kürt aydınları bu tartışmalara farklı zaviyelerden katıldılar, farklı fikirlerin kamuoyunda tartışılmasına katkı sağladılar.
Türk kamuoyu, için PKK, dağa çıkmış bir avuç eşkıyadan ibaretti.
Kürt kamuoyu ise PKK’ya başka gözlerle bakıyordu.
PKK sıradan bir terör örgütü değildir, PKK, dünyada hiçbir terör örgütünün olmadığı kadar, geniş halk kitlelerini etkilemiş, ona karşı savaşan askerlerin dahi, ‘PKK’yla dağda savaşmak yetmez, başka tedbirler almak lazım ve o tedbirleri almak da siyasetin konusu ve vazifesidir’ dediği bir yapıdır.
PKK’nın anlaşılmaz olduğu dönemler bugün artık geride kaldı. PKK için söylenmemiş ve yapılmamış analiz neredeyse yok.
PKK’yla mücadele, basitçe bir terörizmle mücadele değildir. Çünkü PKK’yla mücadele terörizmle mücadeleden çok fazlasını ifade eder.
Ve bu mücadeleye MHP’nin sağladığı hiçbir katkı yoktur.
Çünkü PKK terörizmi, MHP’yi beslemiş, MHP, PKK’yla mücadelenin hemen hiçbir alanında herhangi bir varlık göstermemiştir. MHP, inkarı sürdürdüğü, ve geniş Kürt kesimleri arasında, Kürt kimliğinin inkarını, ve bu kimliği yok sayan bir parti imajını hala koruduğu ve akla getirdiği için, PKK’yı olumlayan ve destekleyen halk kemsileri arasında esamesi bile okunmaz.
MHP, siyasi varlığını, maalesef artık PKK/HDP’ye borçludur ki bunu ben değil, Selahattin Demirtaş söylüyor.