Sivil toplum, bölgede yaşayan aydınlar, siyasi aktörler, bu üç şehir merkezinde yakında başlayacak çatışmalar için, eminim aynı hissiyatı paylaşıyor ve aynı çaresizliği hissediyorlar. Yüzlerce belki de binlerce insanın hayatını kaybedeceği bir ‘savaş hazırlığı’ var ve PKK’nin inadı uğruna, bütün hazırlıklar, bu süreci durdurmak yolunda değil, çatışmaya daha iyi hazırlanmak, halkı/sivilleri korumak ve daha az kayıp vermek yolunda devam ediyor. Bu üç şehir merkezine devletin bir an önce müdahale etmesi için PKK provokatif ve kışkırtıcı eylemlerine ise hiç ara vermiyor. Nusaybin’de üç ton bomba kullanılarak, polis noktasına gerçekleşen saldırıda, iki polis şehit oldu, 50’den fazla kişi yaralandı. Bölgede büyük bir askeri hareketlilik var, askeri çadırlar kuruluyor, tanklar, askeri malzeme taşıyan konvoylar, Nusaybin, Şırnak ve Yüksekova’ya doğru akıp duruyor. Hastaneler, sağlık merkezleri, okullar yakında başlayacak olan çatışmalara hazırlıklı hale getiriliyor. Geçmişte ‘dağ savaşları’ sırasında, ve otuz yılda oluşmuş tecrübelere, maalesef şimdi de ‘şehir savaşları’ tecrübesi ekleniyor.