Sibel Eraslan, dün Star gazetesindeki köşesinde, seçim sonuçlarını değerlendiren önemli bir yazı yazdı. Eraslan seçimi bölgede AK Parti’nin kaybetmesinin tek sebebinin PKK olmadığını söylüyor. Eğer böyle olsaydı, doksanlı yıllarda da oyların çoğunluğunu alması gerekirdi diyor.
Ama unutmayalım ki, PKK doksanlı yıllarda orduya karşı sürdürdüğü savaşı dağlarda sürdürüyordu ve devlet otoritesi şehirlerde devam ediyordu.
Eraslan’ın dediği gibi, seçim sonuçlarında, PKK tek sebep değil. Sebeplerin en büyüğü, kanaatimce IŞİD’in saldırısından sonra yükseliş trendine giren Kürt milliyetçiliğinin yarattığı siyasi dinamiklerin PKK eliyle kontrol edilmesi ve kullanılmasıdır. Alanın bu manada tamamen PKK’ya kalmasıdır.
Rojava’da ve Kobani’de olup bitenler ve çözüm sürecinin yarattığı olanaklar hatırlanmadan, AK partinin seçim yenilgisini, aday seçimine, bir takım talihsiz ve zamansız ifadelere bağlamak yanıltıcı olabilir.
AK Partinin ‘iç sebeplerini ‘ istediğiniz kadar büyütün ve önemseyin, bu sebeplerin toplamı bile, Diyarbakır’da patlayan bombalar kadar etkili olamaz. Dicle Üniversitesinin patlamadan önce, sanırım bir ya da iki gün önce yaptığı araştırmaya göre, AK Parti’nin oyları %30’lardaydı. Bomba patladıktan sonra bu oran başta Diyarbakır olmak üzere %15’lere geriledi.