Demokrat Parti ve ANAP deneyimleri sonrasında son 13 yıl itibariyle Türkiye partisi olmayı başaran parti muhafazakar-demokrat kimliğiyle AK Parti oldu.
Merkez sağ ve sol partilerin, Türkiye’nin bazı bölgelerinde aşırı erimesi ve Türkiye genelinde de irtifa kaybetmesinin yaşandığı bir süreçte siyaset sahnesine giren AK Parti, oyları son seçimlerde azalmış olsa da bugün Türkiye’nin her ilinden hatırı sayılır miktarda oy alıp milletvekili çıkarabilen tek parti konumundadır.
CHP ve MHP belli bölgelere sıkışıp kalmışlardır ve bu halden her iki partide rahatsızlık duymamaktadır. Çünkü seçimden seçime açıklanan seçim bildirgelerinde, Türkiye’nin her bölgesinden oy almayı tartışan, ortaya böyle bir hedef koyan tek satıra veya ciddiye alınacak herhangi bir siyasi iddiaya dahi rastlamak mümkün değildir.
Çözüm süreci ve Kürt meselesi söz konusu olduğunda, herkesten fazla konuşan ve tartışan parti görüntüsünün, bu nedenle toplumsal bir karşılığı bulunmamaktadır.
Doğru söz söylemek başka, o doğru sözün toplumsal muhatabını ve karşılığını yaratabilmek için, bilhassa zor zamanlarda elini taşın altına koymak, siyasi bedel ödemeyi göze almak başkadır.
AK Parti sadece Kürt meselesinde değil, hemen bir çok can alıcı sorunda elini taşın altına koymanın, köklü reformların altına imza atmanın hem mükafatını hem siyasi bedelini ödüyor.